29 Ağustos 2010 Pazar

bir gün öyle bir giderim ki; kaybedeceğim hiçbir şey olmaz

Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam.
Ama evet ! Yeri gelir susarım. 
Canımı çok yakan şeyler olur ama yinede susarım, tükenirim.
Buna izin de veririm aslında.. Salaklığımdan mı? Hayır!
Ben kimseye ''GİT'' de demem, diyemem.
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır.
Ona o kadar şeye rağmen, o kadar değer veririm ki, Hergün yaptıklarına utansın diye.
Ama bir gün öyle bir giderim ki;
Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!

SUNAY AKIN

24 Ağustos 2010 Salı

Yine bir oyun ..

Hayat bazen öyle insafsız ki .. Küçük bir boşluğundan yakalar.. Hissettirmez en zayıf anından.. Seni ta yüreğinden yaralar ..
Ellerim kollarım bağlansa da .. Başımda kasırgalar kopsa da .. Sen tüm gücünle karşı koysanda .. Seni acımasız sevdaya salar .. !


Evet hayattan bahsediyoruz .. Her gün yeni bir oyunuyla bizlerle .. İstanbul dedim ama başıma gelecekleri bilerek bekleyerek dedim her şeyi .. Umduğum şeyler var .. Tutunacak dallarım .. Yaşadıklarımı görünce ne kadar hatalar olsa da affedesim geliyor herşeyi .. Hata yapıyorum yada yapmıyorum ama bir yoldan gidiyorum bilmediğim.. Bildiğim yada tereddüt ettiğim.. Güçlüyüm ya hani , ödün vermiyorum .. Aynen öyle .. Sımsıkı sarılıyorum geride kalanlarıma.. Kendime, sevdğime ve Rabbime ...


24.08.2010
Rojda

İçimdeki Karadenizde boğulmak nasipmiş ..

Benim canım bloguma selam

Sıkıcı tatilimin sıkıcı oyunlarından bunalarak ve hasta yatağımda yazıyorum sana . İnsanların aslında göründükleri gibi olmadıklarını, beni yetiştirenlerin bu şekilde yetiştirdikleri gibi olmadıklarını öğrenerek ilerliyorum hayatta. Daha neler görücem beklide dur bakalım . O kadar şaşırıyorum ki artık her uyandığımda aynı insanın farklı yüzünden , olamaz bu .. Bu insan böyle olamaz diye diye tekrarlıyorum gün boyu belki 40 kere söylersem olamaz gerçekten diye ..

Şaka gibi bir karadenz tatilindeyim dostum . Herkes çıkarcı herkes dedikodu peşinde . Bu milletin işi gücü yok mu diye sorar oldum gerçekten . Sıkılmıyorlar mı insanların hayatlarına burunlarını sokmaktan anlamış değilim . Ya da ne bilim hiç mi utanmıyorlar birilerinin yuvasını yıkarken dilleri veya onun bunun hakkında yalan dolan saçma sapan abartılı şeyleri konuşarak ne elde ediyorlar ne gelir geçiyor ellerine anlamıyorum, eğer meslekleri buysa .

Tabiî ki insan önce kendini sorgulamalı ama ben hayatta birine haksızlık etmiş değilim yada birinin yuvarsını yıkmaya çalışmadım yada o böyledir o şöyledir demedim görmediğim halde . Biliyorum çünkü bende yaşarım gün gelir diye ..

Geçenlerde bir komşu geldi bize . Kendi kızı da vefasız bir herife kurban gitti . Ne güzel de kızdı. Su gibi . Mesleği de elinde . Ayrıldı . Buranın dedikodusu sardı etrafı kız buraya giremedi dedikodudan. Gitti uzaklara kurtulamadı milletin dilinden. Kadın akıllanmış . Hani o dedikodu yapan kadın. Eeee tabi kızının başına gelinde sus pus otur inzivaya çekil . Ulan kaç kişinin yaktın canını tabi kızının başına gelir ..

Hayat ders imtihan dünyası. Kadın akıllandı akıllanmasına ama olan kızın hayatına oldu yazık . Tabiî ki biz yapmıyoruz diye bizimde başımıza gelmicek değil. Hayat bu insanları tanıyamıyoruz. Tanınmıyorlarda çünkü . İnsan kardeşine güvenemezken onu tanıyamazken başka yabancı bi adamı nasıl tanıyabilsin .. Bilmiyorum hayatta değişmeyen tek şey benim heralde. Anlamıyorumda bu dünyanın kanununu. Farklı bir dünyadan mı geldim ne ? O da belirsiz .. Ne desek boş . Boşu boşuna da parmaklarımızı yoruyoruz belki yazarak. Çünkü ne ben değişebilirim ne de insanlar değişebilir .Dünyanın kanunu bu ..



Bekleyip göreceğiz beklide güzel günleri



Rojda

18.08.2010

Alınanlar verilenler ..

Selam benim can dostum olan sevgili blogum
Uzun zaman oldu biliyorum ilk kez ayrı kaldık böyle .. Ama olsun bazen ayrılıklar çok şey öğretiyor insana.. Öyle şeyler öğretiyor ki şu zaman denilen mahlukat, şaşırıyorsun şok oluyorsun ve sadece şaşırmakla kalıyorsun .. Döneceğim .. İnşallah çok yakın bir zamanda İstanbul’da olacağım beni nelerin beklediğini bilmeden İstanbul hasreti çekiyorum .. Yaşayacağım her şeye inat edercesine .. Beni bekleyen sevdiğimin hatrına .. Dostlarım hatrına .. Beni ben yapan benliğimin hatrına .. Ölüm yok ya ucunda işte ‘Gelicem İstanbul’ diyorum kendime ..

Çok zor günler geçirdim dostum .. Öyle zor zamanlar geçirdim ki hala da geçiriyorum .. Adım attığım şu karadenize attığım ilk adımda yedim atılan ilk kazığı annemden .. Üstelik bunu en güvenilmeyen insana kardeşimle paylaştım o nefret o sinir ve o kin ile ve olanlar oldu .. Paramparça darmadağın ve kırıntılı .. Ve öğrendiğim ilk şey .. ‘ Hayatta kardeşine bile güvenmeyeceksin ‘ .. Daha sonra gözyaşlarıyla yalnız geçirdiğim ağustos geceleri ve günleri .. Gözyaşlarımı imzaladım her güneşin doğuşuna .. Sevdiğini bekleyerek .. Hasretle ona en ihtiyaç duyduğun anda onu yanında istemene rağmen onun uzaklarda olması .. ‘Gözyaşlarına gözyaşı ekle rojda’ dedim geceler boyu .. Ağladım, yalan değil ! Derdimi paylaşacak tek bir insan yoktu etrafımda.. Ne annem ne teyzem ne arkadaşım ne dostum .. Hiçbiri yoktu şu yalnızlık akşamı .. Tektim ve dağ başında bir köydeyim.. Gidicek hiçbir yerim hiç kimsem yok .. Sıkıldım dostum .. Çok zor günler atlattım sıkıntılı günlerde .. Ve ikinci dersi aldım ‘ Hayatta en zor oldugun anlarda kimse olmazmış yanında’..

Gecelerce sevdiğimi bekledim .. zaman nasıl bir kavrammış böyle geçmek bilmeyen yoksa bana mı öyle geliyor anlayamıyorum ..her telefon çalışında O diye koşmak .. Ben hiç böyle sevmedim dostum .. Böyle özlemedim .. Özledikçe sevdim .. Sevdikçe özledim .. Nasıl bir şeymiş anladım .. Ve hayattan bir ders daha aldım ‘ İnsan sevince ve özleyince herşeyi affedebiliyor ve daha çok sevip bağlanabiliyormuş’ ..

Ağladım dostum .. Hiç ağlamadığım kadar ağladım 10 gün boyunca .. Kalbime ağrılar girdi sancılarım başladı .. Gözlerimde damla yaş kalmadı .. ve bir ders daha aldım hayattan ‘ Gözlerimde artık ağlayacak güç kalmadığını anladım’..

Karadeniz insanı boğarmış derlerdi suları hırçındır .. Evet dostum boğuluyorum .. Bir daha dalmak istemiyorum karadenize .. Yoksa canımı alacak bu şehir .. Gömün beni İstanbul topraklarına sonu ne olursa olsun .. Çok şeyler gördüm bu şehirde , kimseye anlatamayacağım benimle mezara gidecek olan şeyler .. Artık kimseye güvencim kalmadı dostum .. Kendimden başka kimseye anlatacak ne bir şeyim kaldı ne gücüm kaldı ne de güvenim kaldı .. Son darbeyi de babamdan yedim .. Ve hayatta bir Allahım bir sevdiğim bir de benden başka kimse kalmadı .. Gömüldü Karadeniz sularına ..

Elveda Karadeniz .. Bir daha da gelirsem ahdım olsun .. Tövbeliyim sana ! Elveda ..
Gözyaşlarımı da sana bırakıyorum belki lazım olur bir gün .. Hoşcakal ! ..

17.08.2010
Rojda