23 Nisan 2010 Cuma

Biraz ben biraz karşıklık; Biraz emre aydın biraz okan reis !

' Çığlık çığlığa uyanıyorum uykulardan .. Yeter artık yeter bıktım ben bu duygulardan .. Yüzüme vuruyor hasretinin kokusu .. Gözümde canlanıyor son bakışının korkusu ' .. Okan Reis.

Çok tuhafım biliyorum .. Bir gün gururlu ve dimdik ayaktaysam, ikinci gün kinsiz sakin sessizim.. Anlamıyorum bendeki benliği .. Karmaşıklık yaşıyorum kendi içimde .. Savaştayım ve yenilmeme az kalmış gibiyim .. Aldığım darbeler gücümü azaltıyor sanki .. Çok zor sessiz çığlıklar atmak .. Kimse duymasın içindeki savaşı diye kendi içine atmak her şeyi .. Kendin üzülmek ! Kendini düşünmeden ' dost ' diye nitelendirdiğin insanların gözünde bir değerin olmaması .. Değer verdiğin insanların onların kalbinde yerin olmaması .. ! Neden sevilemedim ? Neden en böyleyim ? Ya kendimi anlatamıyorum ya da yanlış anlatıyorum !

Ağlayasım var ağlayamıyorum .. Gözyaşlarım kalbime akıyor aktıkça yüreğimi acıtıyor .. Acıdıkça durmuyor ordaki yara kanadıkça kanayası geliyor .. Üzülmüyorum onun bu durumuna çünkü kapanmayacağını biliyor .. Kan kaybından ölsede bedenimin pes etmeyeceğini biliyor ! Zor dostum .. Cidden zor nefes almak .. 
Bedeni taşımak bile o kadar zorlaşıyor ki gün geçtikçe .. Anlamsızım !

Kimbilir yarın ne halde olacağım .. Hayat gibi dengesizleştim mi ne ? 

22 Nisan 2010 Perşembe

Öğrendim ki ..

Öğrendim ki... Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki... Güveni geliştirmek yıllar alıyor, Yıkmak bir dakika.
Öğrendim ki... Hayatında nelere sahip olduğun değil Kiminle olduğun önemli.
Öğrendim ki... Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.
Öğrendim ki... Kendini en iyilerle kıyaslamak değil Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.
Öğrendim ki... İnsanların başına ne geldiği değil O durumda ne yaptıkları önemli.
Öğrendim ki... Ne kadar küçük dilimlersen dilimle Her işin iki yüzü var.
Öğrendim ki... Olmak istediğim insan olabilmem Çok vakit alıyor.
Öğrendim ki... Karşılık vermek Düşünmekten çok daha basit.
Öğrendim ki... Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.
Öğrendim ki... 'Bittim' dediğin andan itibaren Pilinin bitmesine daha çok var.
Öğrendim ki... Sen tepkilerini kontrol edemezsen Tepkilerin hayatını kontrol eder.
Öğrendim ki... Kahraman dediğimiz insanlar Bir şey yapılması gerektiğinde Yapılması gerekeni Şartlar ne olursa olsun yapanlar.
Öğrendim ki... Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.
Öğrendim ki... Bazı insanlar sizi çok seviyor Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.
Öğrendim ki... Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz Bazıları hiç karşılık vermiyor.
Öğrendim ki... Para ucuz bir başarı. Öğrendim ki... En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.
Öğrendim ki... Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları Kaldırmak için elini uzatır.
Öğrendim ki... İki insan aynı şeye bakıp Tamamen farklı şeyler görebilir.
Öğrendim ki... Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.
Öğrendim ki... Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar Daha uzun yol yürüyor.
Öğrendim ki... Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde, senin hayatını değiştirir.
Öğrendim ki... Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.
Öğrendim ki... Duvarda asılı diplomalar İnsanı insan yapmaya yetmez.
Öğrendim ki... Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Öğrendim ki... Karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Öğrendim ki... Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!
Öğrendim ki... Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Öğrendim ki... Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil.
Öğrendim ki... Ne kadar yakın olursa olsunlar En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Öğrendim ki... Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Öğrendim ki... Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Öğrendim ki... Şartlar ve olaylar, Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Öğrendim ki... İki kişi münakaşa ediyorsa, Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Öğrendim ki... Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Öğrendim ki... Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.


Ataol Behramoğlu

20 Nisan 2010 Salı

Olacaklar sensiz olsun ..

Değilim !
İyi değilim bu aralar .. Sessizce oturmuş , inzivaya çekilmiş derecesine herkesi izliyorum sakin .. Nedensizlikler sarmış etrafımı , ben umursamıyormuşum ! Kulağımda 'Hoşcakal .. Olacaklar sensiz olsun , daha durmam boşluklarında ben .. unutuyorum ' Şarkısı ! Olacaklar hiç kimsesiz olsun .. Yok kimsenin kimsesi ya , aynı o hesap ! Olmasın benimde eşim dostum hiçbir şeyim .. Kendim yeterim bana , bunu anladım ! Kimseye ihtiyacım yok .. Koruması altına da ihtiyacım yok .. BEN kavramı tüm varlığıma yetiyor ..
Sıkıldım artık her şeyden .. Rahatlasın herkes çekip gidiyorum . Bundan sonra bensiz bir hayat sizleri , sizlersiz bir hayatta ben bekler ! Yorgunum , sormayın sebebini .. Bitiyorum her nefeste .. !

Rojda
20.04.2010 

15 Nisan 2010 Perşembe

Bilinmezlikler dünyasında bir başımayım ..

Tutarsızım .. Bilmiyorum ama hayat sanırım beni bu duruma getirdi .. Kendim olmadan bir yazı yazamaz hale geldim .. Çok mix bir durumum var son günlerde .. Herkesi affedesim herkesle barışasım var.. Tüm vazgeçtiklerimle yeniden bir arada olmak yeniden konuşmak selamlaşmak isteyesim .. Bilmiyorum , bu kadar gururluyken bunları yapmak bana saçma gelse de , içimden böyle davranmak geliyor reddedileceğimi bile bile .. 3 günlük dünya değil mi zaten küs kalmanın ne alemi var ki .. Bir yandan da böyle düşünesim geliyor .. 
Bilmiyorum hala .. kafam allak bullak olmuş , verilecek kararlarımın listesi uzadıkça uzamış ve karmakarışıklığa düşmüş durumdayım ! Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum .. Bir yol gösteren de yok .. Biri onu yapma böyle git diğerleri olmaz böyle bir fırsat varken böyle git diyor .. Çok ama çok karışığım bilemiyorum !
Her şeyden sıkıldım artık .. Msn facebook net ortamı , nasıl okul basıyorsa beni bunlar bir o kadar boğazlıyor .. 
Hayat , nolur bir yol göster yoksa delirmek üzereyim :( 

11 Nisan 2010 Pazar

Yaşamaya Dair ..


Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,

yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
 
Nazım Hikmet .. 

Keyifli son Pazar !

Son tatil sabahındayım Pazar gününün .. Öyle keyifli Pazar sabahları olmaz artık ..Eski tat eski Rojda yok çünkü son günlerde ve giderek de olmayacak olan tat .. Geçer demişlerdi ama geçmedi hala devam ediyor bu tatsızlık bende .. Bilmiyorum en sevdiğim insandan bile sıkılır oldum kimseyi istemiyor gibiyim .. Yaş mı geçtiği için , yoksa hayat mı sıkıcı olduğu için , yada insanların saçma sapan yazıları sözleri ve hareketleri mi beni bu kadar değiştirdi?
Dün bir kez daha anladım olgunlaştığımın ve değiştiğimin .. Çünkü gerçekten isteklerim değişti hayata karşı .. Bunu daha iyi anladım .. Daha bir kararlı ve sözünde daha bir iyi duran Rojda vardı sanki .. Yok yok sanki değil Kesinlikle var .. ! Neden acaba diye soruyorum kendime hep .. Yine başa döndüm , kendimle savaşıyor ve sorular soruyorum .. Cevapsız sorular .. Cevabı belkide zamanda saklı olan .. 
Bilmiyor bilmiyor bilmiyorum ! Artık hiçbir şeyi anlamaya çalışmadan hayata bırakıyorum herşeyi .. Herşeyi suyun akışı belirliyor .. yaptığımız sadece bu hayatta zaman geçirmek, müzik dinlemek, gezmek tozmak .. İnsanlar ise gün geçtikçe çocuklaşma derdindeler .. Bilmiyorum onlara sorarsan olgunlar ama cidden herkes çocuk .. !
İletilere durum yazmalar .. alıntı yapmalar vs . Biraz susmak herkesi olgunlaştırır diye düşünür oldum .. Bu yüzden susuyorum belki de .. Emre Aydın da diyor ya ..' Çok zor bazen avaz avaz susmak ' diye .. O kadar işliyor ki şu sözler yüreğime .. Birebir anlatıyor aslında tüm gerçekleri .. Aşka dair hayata dair .. Onsuzluğa dair herşeyi ..


Diyecek son sözüm bile yok sana hayat .. Akışına bıraktım yaşıyorum seni :)

..

Hızlı gelişen her şeyde vardır bir şer .. 

Hayatı yavaş yaşamak lazım .. İnsanları da yavaş tanımak lazım .. 

Yada en iyisi hiç tanımamak ! 

Tanıdıkların zaten bu kadar ağır geliyorsa hele .. ! !


Rojda 

8 Nisan 2010 Perşembe

Bir Los Angeles Sabahından ..

Bir Los Angeles sabahından merhaba sevgilim
Başka bir ülkede .. Başka bir şehirde
Başka bir dille sesleniyorum sana
Özlemim bir başka
Nefretim daha bir başka sana ..
Muammadayım ..
Ne unutabiliyorum ne de hatırlayabiliyorum seni
Tek hatırladığım 'Yalan' söyleyişindi ..
O gün bugündür seni hep öyle hatırlarım sevgilim
Hani derler ya .. ' bırak da iyi hatırlim seni ağlama ' diye
Sen onu bile bırakmadın bana .. kötü ruhun ve kalbinle bıraktığın
Küçük sandığın ama koca bir Yalan bıraktın
Seni hatırlatan ..

Kimblir şimdi nerdesin?
Burda mısın yurtdışında mısın
Yoksa Los Angeles'da mısın?
Kimbilir .. Onlarda yalandı :))

Yalanlarınla başbaşa kalman dileğiyle
Los Angeles sabahından sana Hoşcakal .. (:

Rojda 

7 Nisan 2010 Çarşamba

Ve Hayat :))

Sonunda bitti sıkıntı yaratan şu vizeler .. Ve normal benliğime dönüverdim .. O iğrenç ruhsuz suratsız Rojda gitti ve insanlar arasındaki örtüyü hafifçe araladım .. En azından bir kaç insanla konuştum haftalardır suskunluk orucu tutarmış gibi .. 
Bir rahatlama bir ferahlık çöktü üzerime sonra .. Biraz nefes aldım temiz havayı içime çektim .. Huzursuz edecek olan her şeyi görmemezlikten geldim .. Karşımda olmalarına rağmen .. Affedemem dediğim insanları affettim kendimle ve herkesle barıştım .. Yalnız bir şartla ! Muhatap olmamak kaydıyla .. En güzeli bu çünkü .. Kafana o zaman hiçbir şey takmayıveriyorsun ..
Facebooku açtım .. Kahvemi aldım penceremin başına geçtim .. Bir yudum aldım ve hayatı keşfettim .. Şöyle bir baktım İstanbul manzarası da penceremden süper görünür şekliyle .. Bir Bahçeşehir'e baktım bir de İstanbul'a baktım .. Sonra kendime döndüm .. 5 dk nefes aldım .. Ve elime kitabımı alarak okumaya başladım ..
Kafamı kaldırdım ve düşündüm .. İstediğim şeyleri mi yapıyorum acaba ? Canım kahvaltı etmek istemiyorsa etmiyor muyum ya da zorla mı ettiriyorlar ? .. Veya canım evde oturmak istiyorsa zorla dışarı mı çıkartılıyorum ? Yada canım konuşmak istiyor da telefonlarımı mı kapatıyorum ? 
 Hayır hayır .. Kafamı kaldırdığımda istediğim şeyleri yapıyor olduğumu farkettim .. İlk kez sıkılmadım biri tarafından boğazlanmadığımı farkettim .. BENliğimi Rojda'yı farkettim .. Sanırım yavaş yavaş özügrlüğüme kavuşuyor muyum yoksa? Dışarı çıkıp gezmekte değil artık Bahçeşehir dışına çıkmaktan böö geldi .. Sıkıldım .. Eskiden heves ederdim ama artık heves ettiklerimden soğudum .. Sevdiğim şeylerden değil nefret ettiğim şeylerden hoşlanmaya başladım .. Ömrümün sonuna mı geldim ne ? :)) 

İlginçsin hayat .. Cidden ilginçsin .. Sadece gülüyorum .. Sadece :))))) 

4 Nisan 2010 Pazar

Şaşırtıcı bir hayat daha (:

Bir şey daha öğrendim hayattan .. Ve hayatta asla dediğim şeylerden birini yaptım ! Eski dostum şimdiki düşmanım sandığım insanla selamlaştım .. Bilmiyorum .. Belki gururumu kırdım kimine göre, belki en iyisini yaptım selamını kesmemek adına, belkide saçmalıktı ama bir şekilde yaptım bunu ! Bana acı veren ve acının etkisini aylardır atlatamayan insana selam verdim ve üstüne gülümsedim .. 
Ne garip değil mi şu hayat ? Bir anda acılarımı unuttum aklıma gelmedi bile .. Ve anladığım tek şey ,
Hayat insanı zamanla köreltiyor gerçekten ! Bir şey daha öğrenmiş oldum hayattan ! Ve öğrendiklerimin belkide en iyisi belkide en kötüsü ! Bilmiyorum ama kin tutmamayı öğrendim .. Ki zaten yapamadığım bir şeydi . 


Canyoldaşım ..
Kendimle olan savaşımda bitti .. Ve insanlarla olanı da .. ! Değmiyor be dostum cidden ne üzülmeye ne nefret etmeye ne de .. Tuhaf ama cidden seviyorum artık her şeyi .. Başta kendimi (: