2 Aralık 2010 Perşembe

...Ve ben

Çok ufak şeylerle mutlu olabilmeyi bilmeli insan .. bu aralar sanırım böyleyim .. en ufak şeylerden mutluluk duyabiliyor haz alabiliyorum .. Örneğin : Sevgili Elif Şafak'ın yeni kitabı .. Firarperest ! bugun elime aldım ve herhangi bir sayfasını açarak okumaya başladım . Sanki hissetiklerimi yazar olmuş .. öylesine sürüklendim ki okudugum kitabı erteleyip bu kitaba başladım .. Aynen şunu diyordu cümleler ;


Adam ve kadın, uzun süredir evliler. Seviyorlar birbirlerini orası kesin . Ama eskisi gibi değil. Zaten nicedir hiçbir şey eskisi gibi değil. Eskiden sevdalar daha mı tutkuluydu, hasretler daha mı derin? Sevgilinin saçının bir teline ne şiirler yazılırdı hani. Bir kez görmekle ne kadar çok sevilirdi insan ... Uzaktan da sevilirdi yar. Mümkündü. Hem mümkün hem imkansızdı aşk. Hayatın bir parçasıydı dokunmadan sevmek. Yaklaşmadan. .. Elif Şafak/ firarperest .


Öylesine derinden yaralandım ki şu cümlelerde anında kapattım kitabı . İşte aşkın tanımı dedim içimden . Asla yaşamayacağımız aşktı .. 
Mutluyum yinede . Aşkı yaşıyor sanmama değil , kendimi sevmeme okuduğum ögrendiğim herşeyi kendime yüklemeyi seviyorum . Kendimi değer vermeyi, şımartmayı ..


Evet çok mutluyum kendimle yalnız ve kitabımla :) İsteyen herkes buyurabilir , mutluluk paylaşılmak için vardır :)


Rojda

27 Kasım 2010 Cumartesi

İstemiyorum !

Bitti .. bitti .. bitti ... Kelimelerim ! Hoşcakal , olacaklar sensiz olsun ! daha durmam ....nda ben unutuyorum ! 
İstemiyorum artık ! İnsan görmek, hava almak dışarı çıkmak nefret geliyor bana ! en sevdiğim şeylerden nefret eder oldum, en nefret ettiklerimden ise nefretten vazgeçtim. İyi dostlar biriktirmiştim avuçlarımda .. Nedensiz terkedişlerini gördüm .. Anladım ki ''kardeşim'' demeyeceksin hiç bir insana .. Bunu anlayalı yıllar olmuştu ama bir şans vermiştim dost bildiklerime .. ve şunu anladım ki kime ne kadar değer verirsen o kadar zarar görüyorsun o kadar kalkıyor bi tarafları ! Ama elbet kaldırdıysan indirmesini biliriz dercesine umursamıorum kimseyi .. Hayat benim keyif benim ben keyfim ve kahyam takılıoruz bi sürede böyle olucak ! değişiklik istiyorum artık bunalmış dünya sorunlarından . Artık kimsenin derdini dinlemek istemiyorum her sorunlu beni bulurmuş gibi ... İstemiyorum ! İstemiyorum! İstemiyorum artık hiç bir şey ... bıraksınlar beni kendi halime yaşayıp gidim kafa dinlim en azından ! İnsan yoğunluğu olmadan kendimde ! ..





18 Kasım 2010 Perşembe

Neredeydik nerelere geldik ..!

Hmmm neler birikmiş bir bakalım ömrümüzde ..
Uzun zamandır yazmamanın tek avantajı bu olsa gerek ! Birikmiş o kadar çok şey olması .. Blogumu ilk kurdugum gün ki sevincimi hatırlıyorum . 7/24 açıktı sitem ve herkese duyurmakta cabası .. O zamanlar tek ortağımdı tek dostum blogum. Her gün yazar günde 5 6 tane yaz çıkarırdım . Tabi o zamanların yaşanmışlığının verdiği üzüntüler, yeri gelir sahte gülücükler ve sahte mutlulukların yazıları ..
Şimdi o günlere baktığımda sadece koca bir ' APTAL ' lık görebildiğim gülücükler var . Belki de beni bu seviyeye getiren günler . Güvenin kolayca olmadığı ve olmayacağı günler . 
Hakikate şu dünyada en güvendiğimiz insan bile fesatlık düşünüyorsa arkamızdan, cidden kendimizden başka güveneceğimiz insan yok demektir ! Ya ben bu dünyada seçilmiş bir insanım, ya bu dünyaya ait değilim, ya da insanların hepsi aynı ben bir garip davranıyorum . Bilmiorum gerçekten bilmiyorum .
Çok ilginç ama neden en iyi insan bile böyle ? Ben mi yanlış anlıyorum bende mi bir suç var ? .. Çok garip!
Ama artık yargılamıyorum . 
Büyüdükçe insanlara daha az ihtiyacım olduğunu anladım son günlerde . Kimseyi istemiyorum yada kimseye muhtaç değilim ALLAHIMA ÇOK ŞÜKÜR ! ama nedense bir boşluk cabası içindeyim . 
Bazen öylesine yalnız kalmak istiyorum ki , kimse rahatsız etmesin kafamı dinlim diyorum . Olmuyor ! İlla ki bir kapı çalıncak bir çıt çıkacak ! yada bir korku olacak !
Ah hayat ! 2 sene bir an önce bitsin de kendi hayatımı kurayım . Buna izin ver !

17 Kasım 2010 Çarşamba

Kadın Olmak ..

Bir kadın çocuktur aslında… Çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini ister.Bir çocuğu okşar gibi incitmekten korkarak sevmeli erkek kadını… Ama hiç bir kadın çocuk muamelesi görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasın...ı ister.Yani bir kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz; ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz..




Bir kadın güçlüdür aslında...


Hatta erkeklerden çok daha güçlüdür. Ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki, erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi kendine yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler. Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir. Ancak kadın gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.




Bir kadın sevgidir aslında...


İçinde her zaman sevgiyi taşır. Sevdiklerinden kolay ayrılamaz. Sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Zor sever; ama, tam sever. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir ve sevmezse de onu asla sevmeye zorlayamazsınız. Belki kolayca yüreğine girebilirsiniz. Ancak beyninde yer alamazsınız. Her an terk edilebilirsiniz. Sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da var elbette Bunun tek nedeni ise engelleyemedikleri ”acımak" duygusudur.




Bir kadın yalnızdır aslında...


Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız, onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.




Bir kadın çılgındır aslında...


Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Üreticiliğinin sınırı yoktur ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler. Hoyratça harcamaz üreticiliğini. Sadece erkeğine saklar. Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile. Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz? Anlıyorsanız ne mutlu size. Anlamıyorsanız ne yazık ki yaşamıyorsunuz!




.... bir kadını ağlatırken çok dikkat edin..!!!


.... çünkü Allah gözyaşlarını sayar.....!!!!




kadın;erkeğin kaburgasından yaratıldı,ayaklarından yaratılmadı..!!!


öyle olsaydı ezilirdi......!!! üstün olsun diye başından da yaratılmadı......!!




AMA GÖĞSÜNDEN YARATILDI......




Eşit olsun diye......


kolun biraz altında...


Korunsun diye...!!!


KALP HİZASINDA SEVİLSİN DİYE!!!


Can Dündar

Olgunlaşmak ..

Artık eskisi gibi her haftasonu birileri ile dışarı çıkmak istemiyorum. Beni yoran ilişkiler, yeni tanışmalar, yeni yüzler aramıyorum. Eski dostlukların da özetini çıkarmaya başladım.

İlişkilerde tasarrufa gidiyorsun her şeyde olduğu gibi ve gereksiz insanları hayatından atmak istiyorsun.Yapmacık, inanmadan konuşmak istemiyorum artık. Beni anlamayanlarla konuşmak cümle kirliliği yaratıyor ve hak edenlere saklıyorum enerjimi. İstediğime istediğimi deme özgürlüğüne sahibim, eleştirme hakkını oluşturan yaşamışlık ve yeterli yaş faktörü artık bende de var.Ben demiştim sendromunda olanlarla arkadaşlıkları bir kez daha sorguluyorsun. İlişkilerini sadeleştirmeye başlayınca sıra iyi ve kötü gün dostlarını ayıklamaya geliyor. Kötü gün dostlarını belirliyor ve onlara daha çok önem veriyorsun. İyi gün dostu bulmak ne kadar kolaysa kötü gün dostu bulmak bir o kadar zor, biliyorum. Dostlar ihtiyaç olduğunda göçmen kuşlar gibi sıcağa uçuyor ve sadece seninle birlikte sürüden ayrı düşenler kalıyor..

Zamanın ne kadar kıymetli olduğunu öğreniyorsun buralara kadar gelirken. Uzun düz otobanlardan olduğu gibi, kestirme bozuk yollardan da ulaşabilirsin hedeflerine. Kestirmeleri de öğrendim gide gele. Boş geçen her saniye değerli artık. Daha yapılacak çok şey var ama çokta yorulmaktan kendimi çokta hırpalamaktan yana değilim. Gerektiğinde hayır demeyi öğrendim ve bu kelime başta karşındakine kırıcı gelse de senin için hayat kurtarıcı olabiliyor.Sevgiye önem vermek gerektiğini, zamanı geldiğinde elinde sadece sevginin kalacağını biliyorum. Sevgi paylaşıldıkça oluşuyor, olgunlaşıyor.

Aileme, eşime ve seçtiğim tüm dostlarıma daha önce göstermediğim sevgi ve ilgiyi gösteriyorum. Biliyorsun ki gidenlerin ardında sadece iyilikler kalıyor, ne kadar sevgi dolu olduğu hatırlanıp anılıyor.Bana çok genç olduklarını hatırlatırcasına nedense tecrübelerimi, fikirlerimi sormaya başladılar. Vereceğim cevaplar belki çok anlamsız geliyor ama yine de dinliyorlar ama ben biliyorum ki yaşamadan hiçbir şey öğrenilmiyor. Yaşamışlığın oluşturduğu bir alçakgönüllülükle gülüyorum içimden sadece.Artık daha şık giyiniyorum, senelerle birikmiş dolaplar dolusu kıyafet var ve bunları kendimle paylaşmalıyım.

Önce kendine güzel görünmelisin, kokoz da deseler kendi zevkime göre giyinmek istiyorum, böyle hissediyorum. Modaya uymak adına popomun sığmadığı düşük bel pantolonlara sığmıyorum diye kendimi üzme tercihini de kullanabilirim. Ayıp, günah ya da ne derler korkuları çoktan geride kaldı .Dostlarıma, kendimize yemek yapmak hoşuma gidiyor. Mutfak eskiden bir zulüm iken şimdi zevk aldığım mekanlar arasına giriyor. Farklı lezzetler denemek güzel ve kendi lezzetimi kendimde yaratabileceğim belli bir damak zevkim ve mutfak kültürüm oluştu.Sonra Sezen’in şarkısındaki gibi anneni daha sık düşünüyorsun ve hatta anlıyorsun.

İşte bu yeni alışmaya başlanan ve giderek hoşa giden yeni duruma olgunluk deniyor. Yaşamışlığın, görmüşlüğün, geride kalmış üflenmiş doğum günü mumlarının bir sonucu kendiliğinden ortaya çıkıyor hayatın bir dönemecinde bu olgunluk. Ne zaman dersen herkese göre, ne kadar dolu yaşadığına göre değişiyor bu olgunluk çağına ermek.İnanın bana hayattaki düşüşler, zor alınan virajlar bu zamanı hızlandırıyor. Kendi dünyanın küçüklüğünü keşfetmek ve buna rağmen kendinin kıymetini bilmek çok işe yarıyor.

Bir gün hepinizin bu huzurlu olgunluğu bulmasını diliyorum.

Can Dündar

25 Eylül 2010 Cumartesi

Keşfettim ' Hayat ' benim elimde ..

Herkese selam demek geliyor içimden
Kafamın bulanıklığının ve karışıklığının, hatta ara sıra kendimi kaybedip hafıza kaybına uğramamın şerefine.. Çok zor dönem sanki şu aralar.. Az önce yaptığım şeyi gerçekten yaptım mı yoksa unuttum mu yapmayı diye 2 saat düşündürecek kadar acı bir hafıza kaybıyla yaşıyor gibiyim. Kötü kötü rüyalar görüyor ve sıçrayarak uyanmanın korku dolu anlarıyla yaşıyorum. Her şey gayet yolunda bunu biliyorum . Sevdiklerim okulum dostlarımın yanımda olması her şey garip ve hoş. Yalnız şu sıralar kararlarımı danışırken herkesin söylediği şeyler kafamı karıştırıyor gibi. Bakıyorum e bi yandan haklı gibiler ama bir yanda da kendim varım. Napacağımı bilmez bir halde , 'ya pişman olursam ' diye dönüşümlerde yaşamak korkusuyla belki de. Her şey elimde hissediyorum . Dünya elimde , hayatım elimde, kalemim elimde, okulum elimde . Ama yanlış kararlar vermekten korkuyorum . Allahımm bana yardım et :(

7 Eylül 2010 Salı

Dört Mevsim Gibi Seni Sevmek ...

Dört mevsim gibidir seni sevmek
bazen solgun bir sonbahar kadar duru
yapraklarda can olmayacak kadar
solgun ve halsiz
yağmurlar kadar hırçın
ağaçlar kadar çıplaktır seni sevmek


Bazen kış kadar temiz ve soğuk
karlar kadar bembeyaz 
Lapa lapa düşüşleri bakışların kadar ince
Her yeri dolduruşu , kalbim kadar sıcak
yağmurları ise eritir herşeyi
kızgınlıkları kırgınlıkları
sevgini bitirir yüreğimde son bulur


Bazen ilkbahar gibi yeniden başlangıç hayata
yeşerirsin ve ' bir kez daha aık oldum ' dersin
ikinci baharını yaşayaln yaşılar gibi
ilklerin ve sonların son bulduğu
mevsim gibi seni sevmek


Bazen ise yaz kadar kavurursun sevginle yüreğimi
Ateşin savurur yapraklarımı
Sararmaya yüz tutmuş yüreğimde


Dört mevsim gibidir seni sevmek
bazen solgun,bazen soğuk
bazen ise ateşinle, 
hasretinden ölmek gibi ..


07.09.2010 
Rojda

29 Ağustos 2010 Pazar

bir gün öyle bir giderim ki; kaybedeceğim hiçbir şey olmaz

Ben yaşadıklarımın hiçbirini unutmam.
Ama evet ! Yeri gelir susarım. 
Canımı çok yakan şeyler olur ama yinede susarım, tükenirim.
Buna izin de veririm aslında.. Salaklığımdan mı? Hayır!
Ben kimseye ''GİT'' de demem, diyemem.
O kişi vazgeçilmez olduğundan mı? Hayır.
Ona o kadar şeye rağmen, o kadar değer veririm ki, Hergün yaptıklarına utansın diye.
Ama bir gün öyle bir giderim ki;
Kaybedeceğim hiçbir şey olmaz!

SUNAY AKIN

24 Ağustos 2010 Salı

Yine bir oyun ..

Hayat bazen öyle insafsız ki .. Küçük bir boşluğundan yakalar.. Hissettirmez en zayıf anından.. Seni ta yüreğinden yaralar ..
Ellerim kollarım bağlansa da .. Başımda kasırgalar kopsa da .. Sen tüm gücünle karşı koysanda .. Seni acımasız sevdaya salar .. !


Evet hayattan bahsediyoruz .. Her gün yeni bir oyunuyla bizlerle .. İstanbul dedim ama başıma gelecekleri bilerek bekleyerek dedim her şeyi .. Umduğum şeyler var .. Tutunacak dallarım .. Yaşadıklarımı görünce ne kadar hatalar olsa da affedesim geliyor herşeyi .. Hata yapıyorum yada yapmıyorum ama bir yoldan gidiyorum bilmediğim.. Bildiğim yada tereddüt ettiğim.. Güçlüyüm ya hani , ödün vermiyorum .. Aynen öyle .. Sımsıkı sarılıyorum geride kalanlarıma.. Kendime, sevdğime ve Rabbime ...


24.08.2010
Rojda

İçimdeki Karadenizde boğulmak nasipmiş ..

Benim canım bloguma selam

Sıkıcı tatilimin sıkıcı oyunlarından bunalarak ve hasta yatağımda yazıyorum sana . İnsanların aslında göründükleri gibi olmadıklarını, beni yetiştirenlerin bu şekilde yetiştirdikleri gibi olmadıklarını öğrenerek ilerliyorum hayatta. Daha neler görücem beklide dur bakalım . O kadar şaşırıyorum ki artık her uyandığımda aynı insanın farklı yüzünden , olamaz bu .. Bu insan böyle olamaz diye diye tekrarlıyorum gün boyu belki 40 kere söylersem olamaz gerçekten diye ..

Şaka gibi bir karadenz tatilindeyim dostum . Herkes çıkarcı herkes dedikodu peşinde . Bu milletin işi gücü yok mu diye sorar oldum gerçekten . Sıkılmıyorlar mı insanların hayatlarına burunlarını sokmaktan anlamış değilim . Ya da ne bilim hiç mi utanmıyorlar birilerinin yuvasını yıkarken dilleri veya onun bunun hakkında yalan dolan saçma sapan abartılı şeyleri konuşarak ne elde ediyorlar ne gelir geçiyor ellerine anlamıyorum, eğer meslekleri buysa .

Tabiî ki insan önce kendini sorgulamalı ama ben hayatta birine haksızlık etmiş değilim yada birinin yuvarsını yıkmaya çalışmadım yada o böyledir o şöyledir demedim görmediğim halde . Biliyorum çünkü bende yaşarım gün gelir diye ..

Geçenlerde bir komşu geldi bize . Kendi kızı da vefasız bir herife kurban gitti . Ne güzel de kızdı. Su gibi . Mesleği de elinde . Ayrıldı . Buranın dedikodusu sardı etrafı kız buraya giremedi dedikodudan. Gitti uzaklara kurtulamadı milletin dilinden. Kadın akıllanmış . Hani o dedikodu yapan kadın. Eeee tabi kızının başına gelinde sus pus otur inzivaya çekil . Ulan kaç kişinin yaktın canını tabi kızının başına gelir ..

Hayat ders imtihan dünyası. Kadın akıllandı akıllanmasına ama olan kızın hayatına oldu yazık . Tabiî ki biz yapmıyoruz diye bizimde başımıza gelmicek değil. Hayat bu insanları tanıyamıyoruz. Tanınmıyorlarda çünkü . İnsan kardeşine güvenemezken onu tanıyamazken başka yabancı bi adamı nasıl tanıyabilsin .. Bilmiyorum hayatta değişmeyen tek şey benim heralde. Anlamıyorumda bu dünyanın kanununu. Farklı bir dünyadan mı geldim ne ? O da belirsiz .. Ne desek boş . Boşu boşuna da parmaklarımızı yoruyoruz belki yazarak. Çünkü ne ben değişebilirim ne de insanlar değişebilir .Dünyanın kanunu bu ..



Bekleyip göreceğiz beklide güzel günleri



Rojda

18.08.2010

Alınanlar verilenler ..

Selam benim can dostum olan sevgili blogum
Uzun zaman oldu biliyorum ilk kez ayrı kaldık böyle .. Ama olsun bazen ayrılıklar çok şey öğretiyor insana.. Öyle şeyler öğretiyor ki şu zaman denilen mahlukat, şaşırıyorsun şok oluyorsun ve sadece şaşırmakla kalıyorsun .. Döneceğim .. İnşallah çok yakın bir zamanda İstanbul’da olacağım beni nelerin beklediğini bilmeden İstanbul hasreti çekiyorum .. Yaşayacağım her şeye inat edercesine .. Beni bekleyen sevdiğimin hatrına .. Dostlarım hatrına .. Beni ben yapan benliğimin hatrına .. Ölüm yok ya ucunda işte ‘Gelicem İstanbul’ diyorum kendime ..

Çok zor günler geçirdim dostum .. Öyle zor zamanlar geçirdim ki hala da geçiriyorum .. Adım attığım şu karadenize attığım ilk adımda yedim atılan ilk kazığı annemden .. Üstelik bunu en güvenilmeyen insana kardeşimle paylaştım o nefret o sinir ve o kin ile ve olanlar oldu .. Paramparça darmadağın ve kırıntılı .. Ve öğrendiğim ilk şey .. ‘ Hayatta kardeşine bile güvenmeyeceksin ‘ .. Daha sonra gözyaşlarıyla yalnız geçirdiğim ağustos geceleri ve günleri .. Gözyaşlarımı imzaladım her güneşin doğuşuna .. Sevdiğini bekleyerek .. Hasretle ona en ihtiyaç duyduğun anda onu yanında istemene rağmen onun uzaklarda olması .. ‘Gözyaşlarına gözyaşı ekle rojda’ dedim geceler boyu .. Ağladım, yalan değil ! Derdimi paylaşacak tek bir insan yoktu etrafımda.. Ne annem ne teyzem ne arkadaşım ne dostum .. Hiçbiri yoktu şu yalnızlık akşamı .. Tektim ve dağ başında bir köydeyim.. Gidicek hiçbir yerim hiç kimsem yok .. Sıkıldım dostum .. Çok zor günler atlattım sıkıntılı günlerde .. Ve ikinci dersi aldım ‘ Hayatta en zor oldugun anlarda kimse olmazmış yanında’..

Gecelerce sevdiğimi bekledim .. zaman nasıl bir kavrammış böyle geçmek bilmeyen yoksa bana mı öyle geliyor anlayamıyorum ..her telefon çalışında O diye koşmak .. Ben hiç böyle sevmedim dostum .. Böyle özlemedim .. Özledikçe sevdim .. Sevdikçe özledim .. Nasıl bir şeymiş anladım .. Ve hayattan bir ders daha aldım ‘ İnsan sevince ve özleyince herşeyi affedebiliyor ve daha çok sevip bağlanabiliyormuş’ ..

Ağladım dostum .. Hiç ağlamadığım kadar ağladım 10 gün boyunca .. Kalbime ağrılar girdi sancılarım başladı .. Gözlerimde damla yaş kalmadı .. ve bir ders daha aldım hayattan ‘ Gözlerimde artık ağlayacak güç kalmadığını anladım’..

Karadeniz insanı boğarmış derlerdi suları hırçındır .. Evet dostum boğuluyorum .. Bir daha dalmak istemiyorum karadenize .. Yoksa canımı alacak bu şehir .. Gömün beni İstanbul topraklarına sonu ne olursa olsun .. Çok şeyler gördüm bu şehirde , kimseye anlatamayacağım benimle mezara gidecek olan şeyler .. Artık kimseye güvencim kalmadı dostum .. Kendimden başka kimseye anlatacak ne bir şeyim kaldı ne gücüm kaldı ne de güvenim kaldı .. Son darbeyi de babamdan yedim .. Ve hayatta bir Allahım bir sevdiğim bir de benden başka kimse kalmadı .. Gömüldü Karadeniz sularına ..

Elveda Karadeniz .. Bir daha da gelirsem ahdım olsun .. Tövbeliyim sana ! Elveda ..
Gözyaşlarımı da sana bırakıyorum belki lazım olur bir gün .. Hoşcakal ! ..

17.08.2010
Rojda

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Akışına ..

Garip bi sabah
Garip bir huzur var bu şehirde .. Bakıyorum solgun gibi ama canlı duruyor sanki .. Kendimi hatırladım bir an . Bana mı benzemeye çalışıyor yoksa beni mi yansıtıyor bu şehrin ruh hali .. Kalbim köşelere saklanmış çıkmak istemiyor ortalara şu 2 hafta .. Garip bir karmaşşa içersinde, aynı zamanda burukluk .. Sevdiğim gidiyor uzaklara .. Mecbur sanki uzaga gitmeye der gibi . Elinde olmasada kalbimin bir korku bir üzüntü içersinde sanki . Hisssetiklerim tutmaz olmuş, o kalbim ne hale gelmiş diye söyler oldum durmadan ..
Gidipte bulamamak döbüpte görememek var sanki .. Sanki bir bitiş var, bir son var bu yağmurlarda, bu güneşlerde. Bu şehrin ayakta duran ama aslında solgun halinde . 
' Gitme ' dense de gidiyor yarim ... Belirsiz bir yola bende gidiyorum ... Sonu hayır mı şer mi bilemiyorum ! ...

23 Temmuz 2010 Cuma

Akışına bıraktım gidiyorum .. Sonu hayır mı Şer mi BİLEMİYORUM !

Zaman dedikleri şey .. Çözdüm bu işi galiba .. Sadece bize kalıyor acı mı değil mi diye ! Zamana suç bulmamak lazım . Çünkü ne acı ne de tatlı kendisi . Eğer sabredemiyorsak bir şeyler için geçmek bilmez adı üzerinde, sabredersek yavaş yavaş, hazmede hazmede işte o zaman tatlı gelir adı koyulan zaman.
Ne kadar ilginç değil mi ? Hayatta aslında boşuna yaşıyoruz imtihan hayatı . Her şey tozpembe gelirken , biliyormuyuz acaba topragın altında bizi neler beklediğini ?
Bakıyorum .. Bir avuç toprak için birbirini vuran kardeşler, insanlar, arkadaşlar .. Bunlar neden ? O toprak için mi ?
Bakıyorum .. Sevdiği kızı elinden almış kardeşim dediğin insan .. Öldürüosun ikisini de .. Noluyor ? Geri mi geliyor yaşananlar .. Ya da daha mı çok seviyorsun sevdiğin kızı .. Ölümü ..
Bakıyorum .. Yanında gül gibi karısı varken , göz göre göre onu aldatıyor adamın teki .. Tamam hakeden kadın olur amenna .. ! Ama ...
Yorumsuzum ..


Zaman bu mu ? Herşeye ilaç derken, herşeye yara mı açar ?
Çaresiz yok mu ? Kader mi oyun mu ? Nefesim sen olmuşken .. Vazgeçmek olmaz 
Ayrılık olmaz .. Kabul edemem sensiz olmaz ! ..


Rojda

18 Temmuz 2010 Pazar

Mod : Karmakarışık ..

' Kendimi şu ağaç kadar yaşlanmış hissediyorum' dedi bir arkadaşım .. Düşündüm ve düşüncelerimin beni ağırlaştırıp yaşlandırdığını gördüm .. Bir mutluluk yaşarken diğer dünyamın da mutsuz olması ve düşünceleriyle benim mutlu olan dünyamda kafa karıştırması .. berbat bir durum olsa gerek ! Biliyorum, çok iyimserim . Kimseye kötü gözle bakamıyorum düşmanım dahi olsa . Hemen güveniyorum bu da var . Herşeyimi açıyorum saklı gizlim kalmıyor bu da var . Ama elimde olmuyor işte .. Rabbime bırakıyorum herşeyi .. O biliyor karşıma neleri çıkarıp neler çıkarmayacağını .. Bu yüzden böyleyim !


Şu sıralar tuhaf hissediyorum kendimi .. Hem Allahın huzurundan kovulmuş , hemde o ' tertemiz kalbin' var dedikleri Rojda'nın kalbimi kirlenmiş gibiyim . Dilediğim, hissettiğim hiçbir şey olmaz oldu .. Sanki o Rojda sihirini kaybetti .. ! .......

17 Temmuz 2010 Cumartesi

Aşk ..

Biraz gergin biraz sinirli biraz mutluluk ve biraz huzur var yüreğimde son zamanlarda . Yani tüm duyguları yaşıyor gibiyim . Dönüp kendime baktığımda olgunlaşmış mıyım? sorusuna .. Evet de diyebiliyor hayır da diyebiliyor gibiyim . Elif Şafak - Aşk ..
Bu kitabı hazmedebilmek için 1 senedir okuyorum ve dün bitti . Başlarken Aşk ne demek ? Tarifi nedir? diye sorular sorarken toy yüreğime . Belkide aşk sandığım kırk tane olaya tanık oldum sonları hüzünle biten ..
Hayır hayır ben yaşamadım çünkü izin vermedim dünyama böle cıvık ilişkilerin girmesine .. Ama uzaktan izleyerek Aşk buysa yazık dediğim günler geldi kitabı yarılarken ..Meğer ne ben ne de diğer insanlar AŞK ı tatmamışlar bunu anladım kitabın sonunda .. Ella ve David'in aşk sanarak başladıkları evliliğin sonu , David'in ihaneti ve Ella'nın Aziz'e aşık olmasıyla sonuçlandı .. Ella asık AŞK ı buldu .. Ama erken kaybetti Aziz'in ölümüyle .. Olsun ' bana Aziz'le yaşadığım dolud dizgin aşk günleri yeterdi ' dedi Ella .. Bir daha David'in kapısına dönmemeye kararlıydı ve dönmedi .. ' Başka bir dünyadır AŞK .. ya ortasındasın merkezinde , Ya dışındasın hasretinde ' Diyerek noktaladı kitabı ..
Çok da güzel bir kitaptı .. iki günde bitirilip hazmedilmeyecek kadar özel .. Çok şey öğrendim dostum .. Mevlanın Aşkını .. Şems'in gerçekten bir Alim olduğunu Ve ..
En önemlisi de kitabı sonlarken aşkı yaşadığımı ..
Hiç akla gelir miydi kitabın bitiminde aşkı yaşayabileceğim .. :)


Elif Şafak - Aşk

29 Haziran 2010 Salı

Komedi (:

Çaresiz bir hayat benimkisi . Değer verirken değer görmemek ve zamanla değer verdiğin varlıklardan alay edilmek. Yok yok gerçekten hakediyorum bunları . Artık bu yüzden üzülmüyorum belki de . Sevdiklerim tarafından alay konusu olmak . Hemde senelerini vermiş dostluğa . Ama inan acımıyor candostum yüreğim . Acımadan gidiyor ardına bakmadan . Öylesine alışmış ki bu türlü vakalara. Kendim ettim kendim buldum fazlasıyla değer verirsem değerinden az kişiye . O yüzden üzülmüyorum. Artık umursamıyorum İNSAN kavramını . Öyle lanet bir kavram olarak değerlendiriyorum ki , hayatımın bana biri tarafından lanetlendirilmiş birinin bedduası olduğunu düşünüyorum . Acaba benim kalbimi kıranlar, beni üzenlere ettiğim beddualarla ne yapacak o insanlar. Kalp kırıldı bir kere çünkü . Gün gelicek ben izlicem onların o hallerini en mutlu günümde belki de .Kimbilir :) Görüşelim şu saatte şu günde şurda .. :) Hodri meydan . Benim yukarda Allahım var sizin eski defterleriniz . Hadi bakalım bu sefer kim kazanacak ...


Görüyorum . Duyuorum . İzliyorum. Ve sadece gülüyorum artık .. :) 
Komik durumdasınız çünkü .. Hemde çok komik :)

8 Haziran 2010 Salı

Hayatı kendinde bulmalı .. Hayallerinde ..

Huzur ..
Son günlerde kendimde bulduğum ufak çaplı sevinç gibi sanki .. Gökte ararken yerde bulmak gibi bir şey .. Susarak etrafındaki cansız varlıkları dinlemek .. Onların sevinçlerini, mutluluklarını, hüzünlerini ve şükrettikleri şeyleri dinleyerek şahit olmak bir bir .. Huzur ! Bu olmalı .. Derin sessizlikte kendini bulutlarda hissederek sevdiğin şeyleri hayal etmeli , ederken yaşamalı ..
Sonra ..
Ummadık anda karşına en çok istediğin şey çıkmalı .. Sevmeli onu bağrına basmalı .. Aradığını bulduğundan eminsiz güvensiz olsanda onu tanımak belki bir şanstı hayatında , belkide şansıssızlık .. Zaman girer bu sırada hayaline .. Zamana bırakırsın belki de yaşadığın her şey gibi .. Yine de sevmeli .. Allah'ın yarattığı her şeyi , Ne kadar kötü olursa olsun insanları bile sevmeli .. Hayallerini sevmeli .. Yapacaklarını .. Düşlerini .. Sevmek istediğin her şeyi ..


Mutluluk ..
Özlemdi belkide yıllar sonra bana .. Boş sevgilerle avunmaktı , belki hala öyle , hala avuntu, hala tesellidir güvenemiyorum hayata ! ama artık eminim sanki kendimden, hayallerimden, geleceğimden ..
Eminim sanki olacaklardan, yaşımdan , tecrübemden.. En azından şans vermeye değeceğinden her şeye .. 
Mutluluktu aradığım .. Kendimde bulduğum .. Kendimi sevdiğimdi belki de ..


Dostluk ..
Aradığım ama yıllarımı verdiğim insanlaraydı belki de .. Arkadaşlık farklıydı bilirdim bunu .. Ama elde ettim şanslı insanları bularak .. bazende yanılarak .. Ama emin adımlarda artık giderek bulabilmiştim dostlarımı .. Bir gün toprak olursam 3 gün sonra beni unutmayacaklarından emin olarak sevdim , değer verdim .. Seviyorum da ! Kendilerini biliyorlar :)


Ve Sevgi ..
Herkese yeteceği kadar vardı hayatta. Ama ben bulamadım bu zamana kadar kendimden baska kimseden . Bilmiyorum ya da olumsuz olmak da saçma . Ama bir tek kişiye verilecek zamanı dolduğunda :)


Seviyorum bunu okuyan herkesi
Seviyorum dostu düşmanı her şeyi
Seviyorum kendimi ve seni :)
Seviyorum biliyorum her şeyi seviyorum ! ..


Rojda 
08.06.2010

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Kadere inanırım olacak olacak ..

İyim ben .. Uyku hapları ..
Düzeliyorum sanırım heralde belli bir dönemi atlattım her sene olan .. Bakıyorumda zamana ne kadar çabuk geçiyor .. Daha geçen sene bugünlerde gözyaşları içine girdiğimi ve o anla sınavı geçtiğimi bilirim .. Ne zor şeymiş değil mi hayata karşı koymak .. Halbuki zaman her şeye ilaçmış hakikaten ! Bilemedik biz .. Hırpaladık üzdük kendimizi .. Bir kapı kapanınca kırk tane kapı açıldığını yaşayarak öğrendik .. Teselliyle değil anlatarak değil görerek anladık her şeyi ..
Hala kafamda onlarca soru var kimbilebilir ki .. Hayatın beni ne yapacağı meşhul .. Acaba hayallerime kavuşup İtalya da okuyabilcek miyim .. Yada bilmiyorum başarı benim yakama yapışacak mı ? Keşke dostum bela yerine ekşın yerine başarı benim yakamı bırakmasa .. Çünkü cidden övülmeyi seviyorum başarılarımla .. Kime sevmez ki hea ? .. Olacak olacak kadere inanırım .. :)

Hayalim 5 kelime o da şöyle
Prof. Doç. Dr Rojda Aslan (: 

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Sıkıldım, Bunaldım, Bi kurtulamadım !

İlginç ..
İlginçliğin yanı sıra şaşırtıcı .. Ama aslında şaşırtıcı da değil adını koyamıyorum ben bu meretin .. Bile bile karşındakinin sana değer vermesini bildiğin halde senin hala ona karşı içinde sevgi kelebekleri oluşması .. Arkadaş yada sevgili hiç farketmez .. Sevgi tek değildir dünyada her alana var dağılımı .. Ama karşıdan bir tepki gelmeyince insanın böyle zorlanması ve gururunun kırıntılarının içine dökülmesi ve acıtması .. İlginç mi desem şaşırtıcı mı sizce ? 
Bilmiyorum ilk değil zaten son mu onuda bilmiyorum .. Bu tamamen bana ait bir şey belkide karşıya ait .. Belirsizdir hayat kimin bitireceğini o karar verir .. Ama artık acıtmıyor içimi umursamaz davranışlar .. Çünkü bende kimseye değer vermek istemiyorum içimden gelmiyor dur demek .. 
Verilen sözler kalıyor .. hee bir de sen kaybolduğunda senin varlığının aranması .. Pek sanmıyorum aranacağını ama illaki bir eksiklik bir dertleşme olacak gibi .. O boşluk kalacak gibi ..! 
Oysa ne kadar sevinmiştim , mutluluktan ağlamıştım bana doğum günümde ' dostum ! deyişiyle .. Yalanmış hepsi ki zaten dünyada ne zaman doğru beni buldu ki .. Bulanlar ayrı tabi onlar en derin köşede saklı .. 
Yoruldum ..
Koşmaktan yürümekten yoruldum .. Ayaklarım ağrıyor yüreğim ise nefes nefese aldığım nefes yakıyor .. Aşk diye bir kavrama inanmazken dostluk kavramı bu kadar kötü olamaz .. Hayır bu olamaz ! .. Son günlerde zaten anlamıyorum kendimi nedense .. Düşünemiyorum hiçbir şey nedensiz yürüyorum sokaklarda .. Hemde tek başıma .. Gururumu düşünüyorum fena halde kırılmış parçalanmış hatta toz haline gelmiş .. Ne kadar hata yapmayacağım desemde oluyor hata senin elinde olmadan senin dışında gelişerek .. Neden ? Çünkü düşünmüyorum her şeyi düşünmeden yapıyorum .. Güven oluşuyor derken bakıyorum güvenim yıkılıyor insanlara .. Oluşmuyor o güven Yaşadığım darbeden sonra .. 
Hayat ..
Kolay değilmiş cidden .. Ne kadar zormuş nefes almak .. Aldığın nefes bile içini yakarken nefes alamayacak duruma gelmek .. Zor dostum .. Kendinden başkasına dostum demek .. Zor !


Rojda

1 Mayıs 2010 Cumartesi

Rahat bırakın artık beni !

Bıktım .. Tebrik ederim sonunda bunu da başardınız .. Benim gibi hayat dolu insanı bu hayattan ve sizden soğuttunuz .. Kendimden tiksindirdiniz  'İnsan' olduğum için .. Keşke bir hayvan olsaydım da sizin gibi insan olmasaydım .. Habersiz masum tertemiz kalırdım sokaklarımda, dünyamda ..
Siz .. Onu bile bana bırakmadınız ..
Dünyamı kirlettiniz pis elleriniz , düşünceleriniz, davranışlarınız ve sözlerinizle ! Lanet okuyorum her geçen gün, Yemin bozuyorum , Şansıma sövüyorum sizin sayenizde ..Şansımın bir suçu olmadığı halde .. ! Benim tertemizdi her şeyim .. Beni SİZ böyle yaptınız .. Yazıklar olsun !

Sıkıldım artık inanın .. Siz ve size benzeyen ' insan' kavramına benzeyen herşeyden .. Herkesten .. 
Kabalıktan budalalıktan delikanlılıktan .. Ki delikanlı diye geçinen siz acaba gram kadar yürek var mı dönüp baksak ..
Yazık .. Bana bulaşmayın bari .. bana dokunmayın pis ellerinizle ! 
Bırakın artık .. Rahat bırakın beni :( 

23 Nisan 2010 Cuma

Biraz ben biraz karşıklık; Biraz emre aydın biraz okan reis !

' Çığlık çığlığa uyanıyorum uykulardan .. Yeter artık yeter bıktım ben bu duygulardan .. Yüzüme vuruyor hasretinin kokusu .. Gözümde canlanıyor son bakışının korkusu ' .. Okan Reis.

Çok tuhafım biliyorum .. Bir gün gururlu ve dimdik ayaktaysam, ikinci gün kinsiz sakin sessizim.. Anlamıyorum bendeki benliği .. Karmaşıklık yaşıyorum kendi içimde .. Savaştayım ve yenilmeme az kalmış gibiyim .. Aldığım darbeler gücümü azaltıyor sanki .. Çok zor sessiz çığlıklar atmak .. Kimse duymasın içindeki savaşı diye kendi içine atmak her şeyi .. Kendin üzülmek ! Kendini düşünmeden ' dost ' diye nitelendirdiğin insanların gözünde bir değerin olmaması .. Değer verdiğin insanların onların kalbinde yerin olmaması .. ! Neden sevilemedim ? Neden en böyleyim ? Ya kendimi anlatamıyorum ya da yanlış anlatıyorum !

Ağlayasım var ağlayamıyorum .. Gözyaşlarım kalbime akıyor aktıkça yüreğimi acıtıyor .. Acıdıkça durmuyor ordaki yara kanadıkça kanayası geliyor .. Üzülmüyorum onun bu durumuna çünkü kapanmayacağını biliyor .. Kan kaybından ölsede bedenimin pes etmeyeceğini biliyor ! Zor dostum .. Cidden zor nefes almak .. 
Bedeni taşımak bile o kadar zorlaşıyor ki gün geçtikçe .. Anlamsızım !

Kimbilir yarın ne halde olacağım .. Hayat gibi dengesizleştim mi ne ? 

22 Nisan 2010 Perşembe

Öğrendim ki ..

Öğrendim ki... Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, Gerisini karşı tarafa bırakırsınız.
Öğrendim ki... Güveni geliştirmek yıllar alıyor, Yıkmak bir dakika.
Öğrendim ki... Hayatında nelere sahip olduğun değil Kiminle olduğun önemli.
Öğrendim ki... Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün Ama sonrası için bir şeyler bilmek gerek.
Öğrendim ki... Kendini en iyilerle kıyaslamak değil Kendi en iyinle kıyaslamak sonuç getirir.
Öğrendim ki... İnsanların başına ne geldiği değil O durumda ne yaptıkları önemli.
Öğrendim ki... Ne kadar küçük dilimlersen dilimle Her işin iki yüzü var.
Öğrendim ki... Olmak istediğim insan olabilmem Çok vakit alıyor.
Öğrendim ki... Karşılık vermek Düşünmekten çok daha basit.
Öğrendim ki... Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek Hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.
Öğrendim ki... 'Bittim' dediğin andan itibaren Pilinin bitmesine daha çok var.
Öğrendim ki... Sen tepkilerini kontrol edemezsen Tepkilerin hayatını kontrol eder.
Öğrendim ki... Kahraman dediğimiz insanlar Bir şey yapılması gerektiğinde Yapılması gerekeni Şartlar ne olursa olsun yapanlar.
Öğrendim ki... Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.
Öğrendim ki... Bazı insanlar sizi çok seviyor Ama bunu nasıl göstereceğini bilemiyor.
Öğrendim ki... Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz Bazıları hiç karşılık vermiyor.
Öğrendim ki... Para ucuz bir başarı. Öğrendim ki... En iyi arkadaşla sıkıcı an olmaz.
Öğrendim ki... Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları Kaldırmak için elini uzatır.
Öğrendim ki... İki insan aynı şeye bakıp Tamamen farklı şeyler görebilir.
Öğrendim ki... Aşık olmanın ve aşkı yaşamanın çok çeşidi vardır.
Öğrendim ki... Her şartta kendisiyle dürüst kalanlar Daha uzun yol yürüyor.
Öğrendim ki... Hiç tanımadığın insanlar, iki saat içinde, senin hayatını değiştirir.
Öğrendim ki... Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.
Öğrendim ki... Duvarda asılı diplomalar İnsanı insan yapmaya yetmez.
Öğrendim ki... Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Öğrendim ki... Karşısındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasında çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Öğrendim ki... Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!
Öğrendim ki... Tecrübenin kaç yaşgünü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Öğrendim ki... Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil.
Öğrendim ki... Ne kadar yakın olursa olsunlar En iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Öğrendim ki... Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Öğrendim ki... Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.
Öğrendim ki... Şartlar ve olaylar, Kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Öğrendim ki... İki kişi münakaşa ediyorsa, Bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Öğrendim ki... Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Öğrendim ki... Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.


Ataol Behramoğlu

20 Nisan 2010 Salı

Olacaklar sensiz olsun ..

Değilim !
İyi değilim bu aralar .. Sessizce oturmuş , inzivaya çekilmiş derecesine herkesi izliyorum sakin .. Nedensizlikler sarmış etrafımı , ben umursamıyormuşum ! Kulağımda 'Hoşcakal .. Olacaklar sensiz olsun , daha durmam boşluklarında ben .. unutuyorum ' Şarkısı ! Olacaklar hiç kimsesiz olsun .. Yok kimsenin kimsesi ya , aynı o hesap ! Olmasın benimde eşim dostum hiçbir şeyim .. Kendim yeterim bana , bunu anladım ! Kimseye ihtiyacım yok .. Koruması altına da ihtiyacım yok .. BEN kavramı tüm varlığıma yetiyor ..
Sıkıldım artık her şeyden .. Rahatlasın herkes çekip gidiyorum . Bundan sonra bensiz bir hayat sizleri , sizlersiz bir hayatta ben bekler ! Yorgunum , sormayın sebebini .. Bitiyorum her nefeste .. !

Rojda
20.04.2010 

15 Nisan 2010 Perşembe

Bilinmezlikler dünyasında bir başımayım ..

Tutarsızım .. Bilmiyorum ama hayat sanırım beni bu duruma getirdi .. Kendim olmadan bir yazı yazamaz hale geldim .. Çok mix bir durumum var son günlerde .. Herkesi affedesim herkesle barışasım var.. Tüm vazgeçtiklerimle yeniden bir arada olmak yeniden konuşmak selamlaşmak isteyesim .. Bilmiyorum , bu kadar gururluyken bunları yapmak bana saçma gelse de , içimden böyle davranmak geliyor reddedileceğimi bile bile .. 3 günlük dünya değil mi zaten küs kalmanın ne alemi var ki .. Bir yandan da böyle düşünesim geliyor .. 
Bilmiyorum hala .. kafam allak bullak olmuş , verilecek kararlarımın listesi uzadıkça uzamış ve karmakarışıklığa düşmüş durumdayım ! Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum .. Bir yol gösteren de yok .. Biri onu yapma böyle git diğerleri olmaz böyle bir fırsat varken böyle git diyor .. Çok ama çok karışığım bilemiyorum !
Her şeyden sıkıldım artık .. Msn facebook net ortamı , nasıl okul basıyorsa beni bunlar bir o kadar boğazlıyor .. 
Hayat , nolur bir yol göster yoksa delirmek üzereyim :( 

11 Nisan 2010 Pazar

Yaşamaya Dair ..


Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.

Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.

Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.

Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,

yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.

Diyelim ki, dövüşülmeye değer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.

Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.

Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...

Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.

Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.

Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
 
Nazım Hikmet .. 

Keyifli son Pazar !

Son tatil sabahındayım Pazar gününün .. Öyle keyifli Pazar sabahları olmaz artık ..Eski tat eski Rojda yok çünkü son günlerde ve giderek de olmayacak olan tat .. Geçer demişlerdi ama geçmedi hala devam ediyor bu tatsızlık bende .. Bilmiyorum en sevdiğim insandan bile sıkılır oldum kimseyi istemiyor gibiyim .. Yaş mı geçtiği için , yoksa hayat mı sıkıcı olduğu için , yada insanların saçma sapan yazıları sözleri ve hareketleri mi beni bu kadar değiştirdi?
Dün bir kez daha anladım olgunlaştığımın ve değiştiğimin .. Çünkü gerçekten isteklerim değişti hayata karşı .. Bunu daha iyi anladım .. Daha bir kararlı ve sözünde daha bir iyi duran Rojda vardı sanki .. Yok yok sanki değil Kesinlikle var .. ! Neden acaba diye soruyorum kendime hep .. Yine başa döndüm , kendimle savaşıyor ve sorular soruyorum .. Cevapsız sorular .. Cevabı belkide zamanda saklı olan .. 
Bilmiyor bilmiyor bilmiyorum ! Artık hiçbir şeyi anlamaya çalışmadan hayata bırakıyorum herşeyi .. Herşeyi suyun akışı belirliyor .. yaptığımız sadece bu hayatta zaman geçirmek, müzik dinlemek, gezmek tozmak .. İnsanlar ise gün geçtikçe çocuklaşma derdindeler .. Bilmiyorum onlara sorarsan olgunlar ama cidden herkes çocuk .. !
İletilere durum yazmalar .. alıntı yapmalar vs . Biraz susmak herkesi olgunlaştırır diye düşünür oldum .. Bu yüzden susuyorum belki de .. Emre Aydın da diyor ya ..' Çok zor bazen avaz avaz susmak ' diye .. O kadar işliyor ki şu sözler yüreğime .. Birebir anlatıyor aslında tüm gerçekleri .. Aşka dair hayata dair .. Onsuzluğa dair herşeyi ..


Diyecek son sözüm bile yok sana hayat .. Akışına bıraktım yaşıyorum seni :)

..

Hızlı gelişen her şeyde vardır bir şer .. 

Hayatı yavaş yaşamak lazım .. İnsanları da yavaş tanımak lazım .. 

Yada en iyisi hiç tanımamak ! 

Tanıdıkların zaten bu kadar ağır geliyorsa hele .. ! !


Rojda 

8 Nisan 2010 Perşembe

Bir Los Angeles Sabahından ..

Bir Los Angeles sabahından merhaba sevgilim
Başka bir ülkede .. Başka bir şehirde
Başka bir dille sesleniyorum sana
Özlemim bir başka
Nefretim daha bir başka sana ..
Muammadayım ..
Ne unutabiliyorum ne de hatırlayabiliyorum seni
Tek hatırladığım 'Yalan' söyleyişindi ..
O gün bugündür seni hep öyle hatırlarım sevgilim
Hani derler ya .. ' bırak da iyi hatırlim seni ağlama ' diye
Sen onu bile bırakmadın bana .. kötü ruhun ve kalbinle bıraktığın
Küçük sandığın ama koca bir Yalan bıraktın
Seni hatırlatan ..

Kimblir şimdi nerdesin?
Burda mısın yurtdışında mısın
Yoksa Los Angeles'da mısın?
Kimbilir .. Onlarda yalandı :))

Yalanlarınla başbaşa kalman dileğiyle
Los Angeles sabahından sana Hoşcakal .. (:

Rojda 

7 Nisan 2010 Çarşamba

Ve Hayat :))

Sonunda bitti sıkıntı yaratan şu vizeler .. Ve normal benliğime dönüverdim .. O iğrenç ruhsuz suratsız Rojda gitti ve insanlar arasındaki örtüyü hafifçe araladım .. En azından bir kaç insanla konuştum haftalardır suskunluk orucu tutarmış gibi .. 
Bir rahatlama bir ferahlık çöktü üzerime sonra .. Biraz nefes aldım temiz havayı içime çektim .. Huzursuz edecek olan her şeyi görmemezlikten geldim .. Karşımda olmalarına rağmen .. Affedemem dediğim insanları affettim kendimle ve herkesle barıştım .. Yalnız bir şartla ! Muhatap olmamak kaydıyla .. En güzeli bu çünkü .. Kafana o zaman hiçbir şey takmayıveriyorsun ..
Facebooku açtım .. Kahvemi aldım penceremin başına geçtim .. Bir yudum aldım ve hayatı keşfettim .. Şöyle bir baktım İstanbul manzarası da penceremden süper görünür şekliyle .. Bir Bahçeşehir'e baktım bir de İstanbul'a baktım .. Sonra kendime döndüm .. 5 dk nefes aldım .. Ve elime kitabımı alarak okumaya başladım ..
Kafamı kaldırdım ve düşündüm .. İstediğim şeyleri mi yapıyorum acaba ? Canım kahvaltı etmek istemiyorsa etmiyor muyum ya da zorla mı ettiriyorlar ? .. Veya canım evde oturmak istiyorsa zorla dışarı mı çıkartılıyorum ? Yada canım konuşmak istiyor da telefonlarımı mı kapatıyorum ? 
 Hayır hayır .. Kafamı kaldırdığımda istediğim şeyleri yapıyor olduğumu farkettim .. İlk kez sıkılmadım biri tarafından boğazlanmadığımı farkettim .. BENliğimi Rojda'yı farkettim .. Sanırım yavaş yavaş özügrlüğüme kavuşuyor muyum yoksa? Dışarı çıkıp gezmekte değil artık Bahçeşehir dışına çıkmaktan böö geldi .. Sıkıldım .. Eskiden heves ederdim ama artık heves ettiklerimden soğudum .. Sevdiğim şeylerden değil nefret ettiğim şeylerden hoşlanmaya başladım .. Ömrümün sonuna mı geldim ne ? :)) 

İlginçsin hayat .. Cidden ilginçsin .. Sadece gülüyorum .. Sadece :))))) 

4 Nisan 2010 Pazar

Şaşırtıcı bir hayat daha (:

Bir şey daha öğrendim hayattan .. Ve hayatta asla dediğim şeylerden birini yaptım ! Eski dostum şimdiki düşmanım sandığım insanla selamlaştım .. Bilmiyorum .. Belki gururumu kırdım kimine göre, belki en iyisini yaptım selamını kesmemek adına, belkide saçmalıktı ama bir şekilde yaptım bunu ! Bana acı veren ve acının etkisini aylardır atlatamayan insana selam verdim ve üstüne gülümsedim .. 
Ne garip değil mi şu hayat ? Bir anda acılarımı unuttum aklıma gelmedi bile .. Ve anladığım tek şey ,
Hayat insanı zamanla köreltiyor gerçekten ! Bir şey daha öğrenmiş oldum hayattan ! Ve öğrendiklerimin belkide en iyisi belkide en kötüsü ! Bilmiyorum ama kin tutmamayı öğrendim .. Ki zaten yapamadığım bir şeydi . 


Canyoldaşım ..
Kendimle olan savaşımda bitti .. Ve insanlarla olanı da .. ! Değmiyor be dostum cidden ne üzülmeye ne nefret etmeye ne de .. Tuhaf ama cidden seviyorum artık her şeyi .. Başta kendimi (:

30 Mart 2010 Salı

Kendimle olan savaşımdaki Galibiyetim !

Anlamak !
Cidden zorlaşıyor gün geçtikçe önce insanları sonrada olan biten her şeyi .. Kimi zaman durgunluğu , kimi zaman çığlıkları .. anlamak herşeyi anlamak zor dostum !
Dinlemek !
Belkide dinlemeliyiz dış dünyadaki herşeyi .. bir şartla .. Asla konuşmamak kaydıyla
Denenmeli .. Çok şey katedilcek o zaman.. Kendinle savaşmaların , boğuşmaların , kimi zaman kabusların karşında duramayacak .. Korkuların , galibiyetlerin , mutsuzlukların karşında yenilecek zafer senin olacak belki de .. Dene ! Sadece sus ve dinle !


Yeter ! Herkesi dinledim ve herkese çözüm buldum kimi zaman .. Dertlere ortak oldum yeri geldi ilaç oldum .. Ama bir yere kadar ! Direndim ve şimdi sıra kendimde .. Ve sıra sende ;) !

28 Mart 2010 Pazar

Eğer İnsanlık buysa .. Cidden ben İnsan değilim !

Mod : Tolga Tabu
Durum : Sıkkın
Hafta : Vize
Olanlar : Dert üstüne dert .. Belkide dert sandığımız ufak şeyler


...
Tükeniyorum saat başı .. Bilmiyorum ama içimde garip bir huzursuzluk bir o kadarda rahatlık var .. %50 durumdayım .. Artık kafamda hiçbir şey düşünmeden , kimseyi düşünmeden yaşamak tek isteğim .. Geçer dediler ama hala aynı bunalımdayım bende bilmiyorum sonum nereye gidiyor ! Bu hafta vize haftası olmasına rağmen , evdeki halimi gören suratıma tükürür .. Ki bende suratıma tüküresim var ama tükürülcek o kadar çok surat var ki sırada .. !
Zevk , aşk, öpüşmek, yatmak vs . Hayat tüm insanlara göre bu mu ? Neden sorarım size ? Lütfen bu yazıma yorum bekliyorum Neden sorusuna karşılık ?
Öyleyse hayat ben yaşamıyorum o zaman demek .. Çünkü cidden bunlara ne gereksinim ne de ihtiyaç duyuyorum .. Annem mi beni böyle yetiştirdi diye böylemiyim acaba ? Bilmiyorum .. Yalan dolan sahte her şey .. Bir tane doğru ben miyim dünyada ? Bi tanesi mi çıkmaz karşıma anlayamıyorum !
İğrenç bir günden İğrençliklerle Selamlar ve hoşcakallarım sizleri ..

27 Mart 2010 Cumartesi

Yeniden Merhaba (:

Öncelikle uzun bir aradan sonra Merhaba diyesim geldi hayata ve her şeye ! .. Belki suskun kalmak en iyisi bazen .. Yararı da olmuyor değil ama bazen öyle an geliyor ki suskunluğunu bozdurtuyorlar sana .. Hayat saçma, insan kavramı saçma, herkes kendi aleminde ve kendi derdinde bir şeyileri inadına yürütür gibi .. Kime inat yapıyorlarsa anlamıyorum ! Çocukca hareketler, vıcık vıcık ilşkiler, herkese gösterme çabası .. kendini birilerine kanıtlama çabası vs .
Nedir bunlar anlamış değilim .. Sanal ortam ! Normal ortam ! Okul ortamı [ diğer bir ifadeyse aşk yuvası ve yiyişme ortamı ] artık bana hepsi ama hepsi saçma geliyor .. Laf sokma ve birilerine bir şeyleri gösterme çabası.. Nedir bu insanlık halinin durumu anlamış değilim !
Hayat bu mu ? Bundan ibaret mi acaba ? Yoksa herşey sadece bana mı saçma geliyor ? Suç yine mi bende yoksa ?
Bilmiyorum .. Düşünce olarak çok olgunlaştım .. Saçma geliyor yapılan her hareket . Bende sütten çıkmış ak kaşık değilim .. Benimde var hatalarım ama sürekli devam eden değil .. O an ki çatlaklığım ! O da olsun yaş 20 geçmeden biraz eğlenelim ..
Bazı kararlar aldım kendime.. Belli insanlarla muhatap olma gibi .. Ama ben yine kendimle muhatap olmayı ele aldım.. Beni tek aldatmayacak olan yüreğim çünkü ..

9 Ocak 2010 Cumartesi

Son Kez Değer Verişimdi Sana 'Dostum'

Büyüyorum ..
Bunca sene hayat bana şerefsizliği,kahpeliği,dostluğun yalanlığını, hatta düşmanların daha iyi oldugunu öğretti .. Her gün bunu farklı şekillerde öğretiyor hayat .. Takmamayı , umursamamayı hatta bencil olmayı öğretiyor insanlara karşı .. Bence haklı ! bu zamana kadar bencil olmadık da noldu ? Her defasında en yakınından,değer verdiğinden kazık yiyen biz olduk .. !


Yiyoruz .. akıllanmadım farkındayım .. Büyüyoruz ama büyüdük de ne oldu ? Hala aynı kalp hala aynı duygular aynı şeffat aynı acıma .. Aynı iyiliksever ben .. !
Bitmiyor .. bitmeyecek verdiğimiz değer ! her defasında verilen emeklere yanmak .. her defasında gözyaşı dökmek ..
Nasıl bir dünya ? Nasıl bir hayat ? Bilemiyorum .. Tanıdığın dost sandığın insanlardan böylesine kırıcı sözler duymak ..
Sıkıldım dostum .. Herkesi alttan almaktan sıkıldım .. Bunaldım .. Daraldım .. Yakındır Ölümüm ..
Vuslat .. İmkansızdır karşı tarafın sevgisi .. Bilirim imkansızdır onunda sana bu denli değer vermesi .. Ucunda dostluk da olsa ..
Bilirim imkansızdır affediş .. Yaşadım .. Bilirim dostum bilirim..
En iyi dost .. Şiirlerim oldu her zaman .. bir kez olsun kırmadılar beni .. bir kez olsun yalnız bırakmadılar her defasında bırakıyorum yazmayı desemde ..


Ve yine anladım hayat .. İnsanın en iyi dostunun KENDİ olduğunu ..
Son kez hatırlattın sağol .. !