6 Haziran 2012 Çarşamba

Değerin, kıymetin bilinir sanma; Düşeni götürür, yıllar da kullar da affetmez!..

"Vermekle yaranamazsın" dediler, inanmadım kalbimi verdim; yaranamadım. "Kendini ve kalbini tamamen açma, değerin düşer" dediler, inanmadım kapılarımı sonuna kadar açtım; yaranamadım. "Yoluna halılar serilir sanma, uğrunda ömürler verilir sanma, değerin kıymetin bilinir sanma; düşeni götürür kullar affetmez" dediler, haklılarmış; affetmediler.
Tamam, vermekle yaranılmıyor onu anladım. Yalnız tek bir şeyi anlamadım gitti. Bu kaşaroski kızlar var ya, onlar hep vermekle yarandı ne olacak şimdi? Piyango bize mi vuruyor bu durumda? Her şeyi çözdüm de bir bunu çözebilseydim dünyanın en mutlu insanı olurdum. Yani evet, ben verdim verdim yaranamadım ama bu kaşarlar nasıl yaranıyor ve herkesin gözünde tepelerde oluyor bir türlü anlamadığım bu.
Dostlukta da, aşkta da hep veren taraf oldum nedense. Herkesin kötü gününde yanında oldum. Herkesi düştüğü yerden kaldırmasını bildim. Dipteyken kör kuyulardan çıkarmaya çalıştım. Hemde en olanaksız zamanlarımda, imkansızlıkları zorlayarak. E peki ne oldu? Değersiz ben oldum. Hemde değeri 5 kuruş etmeyen insanlar olarak. Bir de bana bak. Üniversite mezunu olacak, iş sahibi belki de ileride en büyük mevkilerde çalışacak insan. Geleceğim parlak (öyle diyorlar). Peki ben naptım bu durumda? Kendimi hep karşımdaki insanla eşit seviyede tuttum. Kendimi aşağılara çektim. Bildiğim bir şeyi aktarmadım, sırf karşımdaki insan bilmiyor rezil olmasın etrafa diye. E ne oldu? Ben oldum değersiz o oldu hint kumaşı.
Nedense hep böyle olur. İnsanlara azcık bir değer verdiğimiz zaman neden bir yerleri uçuşuyor semalarda bilemiyorum. Neden benim uçuşmuyor? İltifatın en babasını gördüm. Değerin en babasını gördüm ama nedense hiç kalkmadı bi tarafım. Aynı şekilde karşı tarafa kat kat karşılığını verdim hep.
İnsanoğlunu anlamak o kadar zor ki. Neyse.
Yaşayarak anladık bazı hataları. Bundan sonra daha sağlam adımlar atarız bizde ne yapalım.
Ama artık uğraşmak yerine, yeni yeni insanlarla dostlarla tanışmak yerine; kendimi manastıra kapatmayı düşünüyorum. Bir derdiniz olursa canlarım ya mail ya telefon her zaman açık ama ne olur benden uzak Allah'a yakın olunuz.
Seviliyorsunuz (uzaktan)

Haydi selametlee
rojdda

4 Haziran 2012 Pazartesi

Doğru İnsan, Yanlış Zaman, Yanlış Devir, Yanlış Mekan.. 3 Yanlış Bak Götürdü Doğruyu!

Beynimin içindeki yorgunluk kadar beni bitiren, kemiren ve yorgunluğun üstüne yorgunluk veren hiçbir şey yok arkadaşım. Hayır yani nedir bu? Hem sınav haftası, hem insanların böylesine nankör oluşu, hem iş arama telaşı, hem aile ilişkileri, hem diğer..
Bir de hepsi üst üste geldiği zaman tadından yenmez hayat. Vallahi şaşırıyorum sana bu kadar action'ı nasıl bindirip bana yüklüyorsun. Hayır nasıl başarıyorsun bunu. Ben bile günde bir tane action yetiyor yani.
Mesela 1 yaşıma daha bastığım günü geride bıraktım. Böyle para için kişiliğini satan insanlar yok mu, beni yaşam sevincimden alıkoyuyor. Hemde bu insanı 10 senedir, karakterli, ayrım yapmayan, dürüst, sağ duyulu bir insan olarak bilip de; sonradan böyle yamuk çıkması beni aslında 1 yaşıma bastırmadı, yaşlandırdı.
Hayatım boyunca yediğim ve yiyebileceğim kazığın sillesini yedim. Böylesini görmedim.
Ben mi gün geçtikçe saflaşıyorum yoksa insanlar mı gün geçtikçe sahtekarlaşıyor anlamış değilim.
Sevgili Ensar hocamın dediği bir laf var. Her ne kadar dersinden kalsam da bana öğrettiği çok güzel şeyler var bu adamın birini söylemek istiyorum.
" Çocuklar, iyi bir kariyerden daha önemli tek bir şey var; o da iyi bir eş bulmaktır. Kim olursa olsun, kız- erkek hepinize sesleniyorum. Doğru insanı bulduysanız, doğru olduğunu kesinlikle düşünüyorsanız; aman ha, sakın ama sakın kaçırmayın. Bu sizin hayatınızın piyangosu" demişti.
Ve adamı ayakta alkışlamak istemiştim. Böylesin güzel bir cümle her şeyi bu kadar özetleyebilirdi. Ah be hocam, kaldıysa öyle iyi insanlar bulursanız beni de çağırın demek geldi içimden ama, öylesine güzel bir cümle söylediki hayretler içinde kaldık.
Düşününce şu devirde, gerçekten kariyermiş, okumakmış, üniversiteymiş, arkadaşlıkmış, dostlukmuş cartmış curtmuş hiçbir önemi yok gerçekten. Doğru insan bulduk mu napıyoruz hacım? Yakasına yapışıp "benimsin" diyoruz. Bu kadar basit.
Hayatın boş işlerinde, boş zevklerinde sürünüp harcanıyoruz valla. Biraz değerlenmemiz lazım.

Haydi selametler sizee
rojdda

3 Haziran 2012 Pazar

Aşktaki Gurur..





Aşkta gurur var mıdır?
Ya da sevmediği halde hala ona katlananlar mı var?
İnsan bir tek çok sevdiğinin mi canını acıtabilir? Yoksa sevmediğini mi bu kadar katlanabilir?
Bir insanı seneler geçse de tanıyamazken, bu kadar kısa sürelerde tanımak ne kadar mantıklı bilemiyorum. Bazen ömrünü verdiğin dostlarını tanıyamazsın fakat 1 haftada tanıdığın insan bambaşka fikirlerini değiştirir. Aşktaki cevher bu olsa gerek. Gururu cabası.
Sevdiğin insan bu kadar mı acıtır insanın kalbini. Bu kadar mı kırılır bir insan karşısındakine? Aşktaki gurur belki tek engelimiz olsa gerek. Zamana bırakmak ne kadar asil bilemiyorum. Öyle bir devirdeyiz ki, insan kendi kendini tanıyamaz hale geliyor..
Son günlerdeki katlanılmaz bu halime bir yenisi daha eklendi. Alıp başımı öylesine gitmek istiyorum ki sonumu düşünmeden. Olmuyor.. Olmuyor.. Olmuyor..
Bu kadar sabretmişken, bu kadar gurumu çiğnemişken çekip gitmek de neyin nesi diyorum katlanılmaz halime.
Zaten gidersem de hiçbir şeyi takmadan, umursamadan, düşünmeden gitmek istiyorum. Olsa ne ala. Olmuyor ki.
Bir gün çekip gidersem zaten şu bloga "Yepyeni Hayat Yan Gel de Yat" diye bir yazı koyup gittiğim yerdeki keyifli halimle olan fotografımı yayınlayacağım. O zaman belki hayat bambaşka olur benim için.
Aşktaki gurur da...


Hiçbir Ölüm Aşk Kadar Acı Değil ve Hiçbir Aşk Ölümden Kolay Değil.. tt
Gurursuz ve aşksız yaşamamanız dileğiyle
Selametlee
rojdda

24 Mayıs 2012 Perşembe

Aradığınız Emlak Hurriyetemlak.com'da!


Emlağa dair her şeyi tek çatı altında buluşturan www.hurriyetemlak.com, çok seçenekli güncel ve detaylı ilanlarıyla, gelişmiş arama özellikleri ve kullanıcı dostu tasarımıyla, sektöre dair güncel haberleri ve istatistiki bilgileriyle, tam anlamıyla emlak sektörünün nabzını tutuyor.

Satılık ve kiralık daireler, ofisler, iş yerleri ve tüm konut projelerini bulabileceğiniz www.hurriyetemlak.com, sunduğu çok sayıda seçenekle size aradığınız emlağı mutlaka bulma olanağı sağlıyor.

İlanlarda okul, hastane, restoran, alışveriş merkezi gibi çevre bilgilerine ulaşabiliyorsunuz. Video desteğiyle gayrimenkulü içindeymişcesine izleyebiliyorsunuz. Baktığınız evin ya da iş yerinin net konumunu harita üzerinde görebiliyorsunuz.

Bu kadar kolaylık ve çok seçenek varken www.hurriyetemlak.com’da, aradığınız emlağı ya da emlağınızın talibini bulmanız an meselesi!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Anneler Günü Neden İnternette Kutlanır ki?

Anne..
Hayattaki en değerli kelimedir herkese göre. Herkes babadan nefret eder de anneden edemez o derece. İnsanın sığınıp liman olabileceği, seni hatalarınla, doğrularınla kabul edip yeri gelince gururlanacağı tek insan anne. Kıymetini bilmiyoruz orası ayrı.
Gelelim asıl meseleye. Anneler günü.. Hayattaki en saçma günlerin ikincisi bana göre. 1 sevgililer günü 2 anneler günü. Annelerin kıymeti 1 günde anlaşılıyorsa ne ala, buyursun kutlansın bu gün. Ama sen anneye saygısızlık yap, gram iyiliğin dokunmasın gel anneler gününde elini öp kutla. Kutsal bir gün değil ki herkesin ağzına pelesenk olmuş anneler günü de anneler günü. Saçmalığın daniskası.
Diğer konu da annesi olmayanlar. Yahu insanın nete giresi gelmiyor 1 hafta sırf her baktığı yerde anne kelimesini görüp hüzünlenecek diye. Hiç mi düşünülmez bu insanlar. Anne bu anne! Eski erkek arkadaşın değil. Hayret bir şey.
İnsanı çileden çıkartır şu insanoğlu. Karşımızdakini düşünmeden hareket etmek acayip hoşumuza gidiyor.
Madem anneler günü, internete girip yazacağına git annenin dizinin dibine. Herkeste sessiz sakin geçirsin şu günü . Hayretler olsun.

Tüm annelerin ellerinden öperim. Her gün sizin olsun.
Selametlee
rojdda

Hayal Kırıklıkları.. Vol IV


Bir insan en yakın sandığı insanı ya da dostu olarak bildiği insanı en çok nerde anlar?
Senin hayatına biri girdiğinde anlar. Ya seni doğruya yöneltir hayatına giren insan hakkında, ya seni yanlış yola sürükler o insanın hayatından çıkmasına sebep olur, ya da dost sandığın insan bir bahaneyle kalkıp hayatından yok olur. 3 seçenek var ve bunlardan birini yaşadığım için; hayatımda hayal kırıklığı Vol IV oldu. 
Bir çok hayal kırıklığı yaşar elbet insan fakat dostu ona böyle bir kazık atınca ağır oluyor. Ben ki, dostlukları aşktan önce tutan bir insanım. Fakat artık önce canan sonra dost diyorum. İnsanlar böylesine sahteyken, böylesine yüzüne gülerken nasıl dostlukları ön plana alabilirim ki. Hayatıma giren kişi belki daimi olacakken, ömürlük dostluk yeminleri veren insan nerde? 
Kayıp... Benim için kayıp artık. Nasıl insan doğal afetlerde en yakınlarını kaybeder, ölününü ya da dirisini bulamaz senelerce ararsa; benimde dost "sandığım" insan artık öyle. Bir ölüden farksız aslında. Ben ne kadar adım atmaya çalışsam da onun geri çekilmesiyle her şey son buldu. Yazık! Onca emek, onca vakite yazık oldu. Halbuki en iyi ben anlardım onu. Ruh ikizimdi çünkü. Ama artık yok.
Bana seçim yaptırmak zorunda kaldı. "Ya o ya ben" dedi. Bana bu soruyu soran insanı hayatımdan çıkartırım hep. O da dost "sandığım" insan oldu. Böylelikle hayal kırıklıkları hayatımızda olağan bir süreçle devam etti...
Neyse ki, umarım bir gün pişman olupta geri dönmezsin dost. Çünkü bilirsin ki giden uzaklaştıkça, kalan kıymetlenecek. O zaman da bana eyvallah olacak.

27 Nisan 2012 Cuma

Son kez dokun bana aşk.. Son kez..

Aşktan bahsetmek istiyorum bugün. Tüm şarkılar aşkı andırıyor. Tüm baktığım gözler bir tek aşkı anlatıyor. Bir tek onu..
İnancımı kaybediyorum derken yakalamıştım gözlerinde tutunacağım dalı. Bir tek o baktı bana öyle. Bir tek o gördü gözlerimdeki aşkın alevini. Bir tek o...
Belki başta bir umuttu. Belki, böylesine deli gibi değildi aşk. Belki de o da tutunacak bir dal aradı ve buldu aradığını aşk.
Her söz, her cümle, her hareket anlatır oldu aşkı. Sözler yetmedi, bitti.. Tükendiği anda yakaladı beni. Bittiği anda yakaladı onu aşk.
Belki de umutsuzdu. Belki de yeniden aynı acıları yaşamak düşüncesiyle düşündü. Belki başlamadan bitirmeliydi. Ama aşk, bırakmadı onu. Beni. Seni. Sizi...
Aşktan bahsetmek istiyorum bugün. Yüreğim hiç böylesine yanmadı. Bir kere mi sever insan? Sevdiğinde alev alev yanar mı? Ya da başka bir şey mi bu? Esirlik.. Bağımlılık.. Kabul etme?
Hangisi aşk?
Anlat bana kendini. Anlat ki anlayayım seni.
Bu kadar yalanın içinde, sen gibi doğruyu kim sakladı?
Kim baktı böylesine gözlerine..
Kim dokundu sana böylesine aşk?
Kim?
Belki de olmamalıydın sen. Belki de yaşatmamalıydım seni yüreğimde.
Yandığımı bile bile. Sevdiğimi bile bile seni, bu ateşi yakmamalıydım.
Olsun..
Sana gelen her yol mübahtır diyerek baş koyduk seninle yola aşk.
Dokun bana bir kez daha
Söyle gözlerime bakarak bul kendini aşk
Bul ki, bende yanayım o bakışlarınla bir kez daha sana
Bir kez daha seveyim seni yeniden..
Tüm acılarına rağmen, tüm yaşanmışlığına rağmen öleyim uğrunda.
Öleyim ki böyle bir aşk görme bir daha.
Uğrunda ölünebilecek bir insan dururken, gitme yalan sevdalara aşk..
Bırakma beni.
Son kez..
Ne olur son kez dokun ve bırakma beni aşk...
Son'um ol ve öyle kal..
Gel gidelim son'suz ebediyete..
Gel aşk.. gel..

rojdda

9 Nisan 2012 Pazartesi

Eksik..

Hep bir şeyler eksik içimizde. Hep bir şeyler yarım.
Bazen dolar sevinç, neşe yüreğine; bazen hüzüne boğulur hepsi..
Kimi zaman serserice eğlenirsin sevdiğinle, kimi zaman yas'a boğar seni onun hüznü..
Hayat gibi.. Can gibi.. Güneş gibi..
Güneş bile küser bazen gökyüzüne, bulutlar keser önünü diye.
Doğmaz günlerime, geceler başlar onun yerine..

Neden isyanlar var?
Nerden geliyor bu çığlıklar?
Nerden esiyor bu hasret rüzgarları? Neden bu kadar erken?
Sorma halimi.. Kendime küsmek üzereyim.
Hayatımdaki insanların ne kadar doğru olduğuna inanmak istiyorum.
Kendime inanmak istiyorum.
Olmuyor olmuyor olmuyor..
Hep engeller çıkıyor hep engeller..
Bitmek bilmeyen engeller, yollar, mesafeler..

7 Nisan 2012 Cumartesi

Aldana Aldana Gençlikten Olduk..

İnsanlardan kendimi soyutlamak istiyorum. Çünkü ben insansam bu kadar kazıkçı ne? ya da onlar insansa ben neyim abi? Artık bu ayrımı görmek istiyorum yeter. Anlamıyorum yani. Biri dedikodu peşinde olur, canı sıkılır biriyle birinin arasını yapsın malzeme çıksın der; diğeri doğum günü partisi ayarlar ama iptal eder senin tüm emeklerine ve heveslerine karşılık. Yaptıgın her planı bir anda halt etmesini çok iyi beceriyor bu insanlar. Senin emeğin ne olacak? Zar zor izin aldığın ailene nasıl açıklayacaksın? Bunu düşünmeyen insana ben dost demişim bu zamana kadar. "Var mı kankam gibisi" adlı yazımı full silin aklınızdan. Kimseden fayda yok arkadaş. Kimse kimsenin hiçbir şeyi de olamaz bu devirde bunu anladım. Ya ben çok ince düşünüyorum ya insanlar öküzün önde gideni. Artık plan falan filan ekişler falan yok hayatımda çünkü insan kavramı yok.
Beni bir tek ben aldatmadım tek dost o. Bıraksın herkes bu işleri insanın kendinden başka kimseye faydası yok.
Beni de artık rahat bıraksın herkes. Burası ve Milliyet Blog'um bana yeter.

Haydi selametle
rojdda

31 Ocak 2012 Salı

Ask Tadinda..

Ask tadinda bu aralar her sey. Aradigimiz her seye ''ask'' diyor tum dilekler. Icimizdeki anlamsiz bunaltinin bas nedeni de''ask''sizlik. Degmeyecek olmasi nafile. Sadece ''ask'' istiyor yuregimiz. Nedensiz, sorgusuz, sualsiz. Acisini bile bile, hissederek. Aslinda ne istedigimizi bilmeyiz konu ask'sa. Bosluk ve karmasa cabasi. Eskiye bakariz bir de yeniye. Umutsuzuzdur cogu zaman. Zaten ask da umutsuzluk degil midir? Aci cekecegini bile bile o kaosun icine dusmek istemek.. Baslica kendinden vazgecmek ve umutsuzluga yol acmaktir..
Aradigimizi bulamadigimiz an baslar umutsuzluk askta. Hemen '' ask diye bir sey yok'' kelimeleri basrollerde dilimizde. Hayir, vardir ask. Sadece bulamadigin icin yok sayiyorsundur. Civisi cikmis su dunyada, gercekten seven ve ask dedigimiz asklar vardir elbet. Sen bulamiyorsundur o kadar! Umutsuzsundur cunku. Guvensizsindir kendine. Ask vardir, en okkalisindan, en acisindan.. Cilesini, acisini cekmek, alev alev yanmak cabasi. Yureginin icinde kopan firtinalari dindirmek istemek cilesi.
Aslinda umutsuzluk asktan degil, nankor insanlardan. Sana ask ihanet etmemistir insanlar etmistir. Sen aski tek bir insan olarak goruyorsun cunku. Ask gorunmezdir. Icindedir. O icini yakip kavuran sey asktir. Sen onun terketmesine uzulmuyorsun ki, icindeki yanginin acisinin yakmasi sonucu cekiyorsundur bu asksiz bunaltiyi..
Bir tek ask aldatmaz seni. Herkes gider, herkes siler ve reddeder seni ama ask seninledir. Yalniz kaldiginda anlarsin bunu. Aski layik gordugun insan yoktur yaninda fakat ask seninledir. Bazen burnunun ucunda bazen cok uzaginda. Aynaya baktiginda belki de.

Eskileri hatirlarsin. Ask sandigin, aska layik gorup degmeyen aci hatiralarini.. Hatta ''Bir donebilsem geriye, bir donebilsem'' sarkisini dinlersin Ayla Celik'ten. Ne kadar geriye donmek istesende; izlenmis ve oynanmis bir filmi ayni ruh halinde oynayamazsin. Hatta umudun olmasa da, umutsuz bir sekilde bazen geriye donersin. ''Bazen geriye donmek daha iyidir, ayni hatalari yapmazsin'' diyenlere aldanirsin. Acini unutmak adina ama yapamazsin. Sadece karsi tarafa aci vermekten baska...

Askta bu kadar umutsuz olmamalisin. ''Olmuyorsa zorlamamak pisirik insanlarin isi, ben zorlarim'' diyeceksin Atilla Ilhan gibi.Gecmisi birakip gelecege bakarak her seyi yenileyeceksin. Hayati, aski, arkadaslari yenileyeceksin. Taa ki, degecek insanlari buldugunu anladigin an, hayati durdurup orada yasamaya karar vereceksin. Istersen 50 yasinda ol bunu yasarken. Hayat o yastan itibaren baslasa bile guzel. Bu sure zarfinda kimler o yasa kadar seninle olmus, gormus olacaksin. Hayati yeniledigini de farkederek.

Askta umutlu ol. Aynadaki ve icindeki aska sahip cikman dilegiyle..

rojdda
rojda002@gmail.com

29 Ocak 2012 Pazar

Kocaman bir selam, kocaman bir tesekkur ve iyiki varsiniz canim okuyucularim!

Herkese kocaman bir gulumsemeyle selam diyorummm :))
Finallerin bitisini kendi capimda kutluyor ve sonuclarin iyi olmasini temmenni ediyorum. Kendiminkini degil sadece tabiki, oyle egoist biri degilim bi kere! hih! Herkesin ki cok iyi gecer umarim. Cunku alttan ders almanin cilesini cok cok cok iyi biliyorum. 9 tane ders alan benim cunku ve o derslerin cakismasi insani zaten yaslandiriyor epey. Tabi bu okulu 4 senede bitirmek isteyen benim gibi genclerin isi. Uzatmak isteyen, parasi bol olanlar keyif. Eee bir de benim gibi babasi olanlar icin gecerli. Bir tane dersim kalsa hemen '' uzayacak degil mi okul? hemen aliyorum seni okuldan'' diye muhabbetlere baslar. Aman Allahim! Ne olur beni bununla sinama Yarabbim..
Neyse canlar. Acaaayip yazmayi ozledim. O kadar bunaldim ki her gun uykusuz kalip Hakan hocanin sesini dinlemekten anlatamam. Bir de zaman yetmiyor. Adamin 2 3 aylik anlattigi derslerin ses kayitlari. Eee hepsi toplam kac saat ediyor bileniniz var mi? Tabiki hayir. Cogunu dinleyemedim bile oyle girdim sinava. Zaten acayip bunaltici seyler bosver dayi. Eee hayat nasil gidiyor genclik? Valla benim tatilimin ilk gunu olmasi sebebiyle hemen elime romanimi aldim ve okumaya devam. Tabi gidip yeni yeni ciciler, kitaplar da aldim. Kendime kultur yuklemesi yapiyorum :) Yazmaktan bahsediyordum yine sapti konu. Arkadas, kimseyi ozlemedim bu kadar yahu yazmayi ozledigim kadar. Canim darlaniyor, bir bunalima giriyorum anlatamam. Safak saya saya bugunlere geldik ve hemen canimmmm bloggerime oturdum. Sizleri de ozledim tabi. Maillerimi ozledim. Bana herkesin mail atisini, dertlesmelerini ve benimde cozum sunabilmeyi ozledim. Acikcasi yazmayi ve okuyucularimi baya seviyormusum bunu anladim bu kisa sureli ara da. Ben yazmadan yasamam bunu cok iyi biliyorum artik. Iyiki sizler de varsiniz ki beni okuyup bana daha cok motive veriyorsunuz. Aslinda en buyuk tesekkur sizlere. Cunku beni okumak ve bana katlanmak kadar zor bir sey yok hayatta. Kendimi biliyorum cunku cekilmez bir insanim. Ve siz cekmeyi basariyorsunuz. Helalllll size dostlarrrr :)
Bundan sonra beraberiz yavrucaklarim. Acayip seyler birikti bir bilseniz agziniz acik kalir. Hepsi tek tek gelecek. Ah bir de benim bilgisayarimin sarj kablosu gelse de, bende klavyeme kavussam! Boyle olmuyor uzaktan uzaga...
Sizleri seviyor ve yarin gorusmek uzere diyorummm
Selametle

rojdda

19 Ocak 2012 Perşembe

Kalmak ya da gitmek.. Sec birini!

gitmek mi  daha zor kalmak mi? yoksa kararsizlik mi en kotusu? Bilemedim..
Kalirsam, savasmak baya yoracak beni..
Gidersem, her seyi geride birakip arkama bakmayacagim;  gibime gelse de cok zor olarak biliyorum.
Kaybedecek hicbir seyi kalmamis insanlara bakardim eskiden, 'Nasil yani?' derdim. Illaki kaybetmekten korktugun ufak da olsa bir sey vardir diye dusunurdum. Fakat anladim ki, gercekten kaybetmekten korkacagin hicbir sey olmadigi zaman gozun karariyor her sey yapabilecek seviyeye gelebiliyorsun. Bir canin var, onu ortaya koyuyorsun. Kumar gibi. Bildigin kumarda oynuyorsun sanki, hayatla catisirken. Nasil bir duygu oldugunu merak ederdim canini ortaya koymanin.. Ama degecek hicbir sey olmadigini anladigim an hayatin en aci ani oldu belki de. Insanlar sadece seni an'ini yasamak icin kullaniyorlar bu belli. Basina bir sey gelse kimin haberi olacak allah askina? Ben oluyordum hastaliktan, kim arayip sordu halini hatrini? Cevap; hic kimse. Yani bu dunyada hic kimsesin sen! O gunluk gordugun insanlar sadece o gunlerde kalacak. Sorun kimde bilemiyorum, ama cogu bende oldugu kesin. Dostluklarin bir omur boyu oldugunu zannederdim ama dostluklar bile bir gun bitebiliyormus bunu ogrendim.
O yuzden gitmek daha kolay kalmak zor. Zor, cunku birini deli gibi seversin ama onunla goz goze gelirsin ya ara sira o ortamda; yanar canin. Zordur kalmak bilirim. Gormesen bile bir sure kopar firtinasi sende. Dinmez yureginin gozyaslari. Gitmektir kolay olan dostum, sende git.. Git ki yureginin acisini dinlendirecek bir siginak bulur seni..

rojdda

11 Ocak 2012 Çarşamba

Sastim da kaldim!..

Insanlarin konusmaktan baska bir sey yapmadiklarini ogrendim haci. Yahu oyle bir noktaya geliyorsun ki sinirlenmemek elde degil. O bir sey degil karsindaki dostunu da sakinlestirmek cabasi. Sinek bile mide bulandirir derlerdi, vallahi de dogru. Senin hakkinda atip tutan insan bos insan. Bunu biliyorsun. Ama hazmedemiyorsun ki.. Neden konussun arkandan? O bir sey degil kirk kisi gider ona inanir yani. Sana inansa ona gam yemezsin. Hadi her seyi kenara biraktim da , bu insanlarin %90 ninin isi gucu olmadigini anladim bu olaydan. Yani, kafasini kasiyamayacak kadar yogun olan adam neden senin arkandan atip tutsun ki. Hemde her dakika. Pes!
Hayir, hic bir seye uzulmuyorum. Her insan konusabilir arkamdan. Alinmiyorum. Cunku herkes herkesi sevmeyebilir, yorum yapabilir yani kil oluyorum bu adama diye. Fakat en yakin arkadasinin senin masanda otururken gidip baska masaya senin hakkinda atmasi da ayri bir tuhaf. Kime anlatsam boyle malozlari sen buluyorsun Roj diyor. Hakli millet. Herkese sicak kanli davranirsam olacagi bu. Yazariz dedik, gozumuz alcaklarda olsun dedik, kimseyi incitmeyelim biz incilelim dedik. Dedik de dedik noldu anasini satim. Tekmeyi yiyen biz olduk. Henuz biz olmadik aslinda ben tekme attim hayatimdan cikartarak. Ama yasadigim en agir tecrube oldu bu bir daha da unutmam asla. Insanlar senin hatalarini onlarla iyiyken biriktiriyorlar adeta, gunu gelince bam bam bam arkandan! Yuzune de degil arkandan. Yuzume soylese ozur dilerim belki, ama yok cesaret yok.
Biraktim dayi. Artik belli insanlarla muhatap olurum orda kalir. Su sanal ortam kadar da gicik bir sey yok zaten. Her sey bunun basinin altindan cikmiyorsan bende Roj degilim. Teknotolojik ozurlu insan.
Selametle
rojdda

8 Ocak 2012 Pazar

Beklentisiz hayat oh ne güzel yan gel de yat!..

Selaaammm. Valla çok üzgünüm ama bunalım modlu bir yazı yazıcam. Hemen öyle Selaaamm deyişime bakarak "ay bu kız ne neşeli" sakın ha deme. Evet neşeliyim ama hayatta üzücü şeyler olmadan olmuyor. Daha doğrusu benim yakamı bırakmıyor hüzün. Çok sevmiş beni. Beni zaten bir tek hüzün seviyor. Aman sevsin sevsin. Hiç değilse kendimi böyle avutayım. Valla hayatı artık sallamamaya karar verdim canlar. Cidden! 2011 de bıraktım beklentileri. İnsanlardan beklentileri bırakalı bir huzur doluyum, bir huzur doluyum ki sorma. Denemeni tavsiye ederim. Meğer ben 22 senedir bunun sıkıntısını çekiyormuşum. 22 Yaşımda akıllandım valla. Beklenti yok sıkıntı yok. Hem beklentiyi bırakınca var ya, artık insanlar sana dönüyorlar o beklediklerini bir bir yerine getiriyorlar. Bende bunu deneyince gördüm. Daha bir rağbetteyim kız. Valla bak. O yüzden huzuurr huzuurr huzuuur diyorummm.
Şimdi diceksin ki hani bunalımlıydın. Gayet mutlusun. Ya mutluluk işin fiyakası arkadaş. Bu hafta sinir olduğum o kadar olay oldu ki. En yakın sandığım insanlar benimle 2 dakika küsünce arkamdan atıp tutmaya başlamışlar. Valla şoka girmedim değil, girdim. Tamam o insan benim için fazla önemli olmayabilir ama, amaaa kalkıpta benim arkamdan konuşup yüzüme gülecek adam olamaz! Yakarım bu gezegeni..!! Bunları hesabı var ya, zamanı gelince öyle bir sorulacak ki.. Şuan sadece sınavlara adaklanmış durumdayım. Bu arada finallerde belli oldu. Yusuf yusuf zamanları geldi çattı. Henüz çalışmaya başlamış değilim, sadece not geçirme derdindeyim ama başladım sayılır. O yüzden biraz içim rahat ne diyim. Darısı başına komşum.
Dediğim gibi 3 altın kural var.
1. hayatı sallamayacaksın
2. beklentileri sıfırlayacaksın
3. kendini önemli işlerine odaklayacaksın

Senden mutlusu olursa gel tükür lan suratıma.
Hadi eywallah
rojdda

1 Ocak 2012 Pazar

Yeni yıl deyince akla ne gelir? Tabisi ben !!

Eveeet.. Yeni bir yıla girdik değil mi beyler bayanlar. Giremeyenler var orası ayrı tabi ki. Ama ben hevesle beklediğim için 2012'yi bir hevesle girdim. Uykulu bir halde girmiş olsamda hoşgeldin yeni yıl. Eksik yoktur umarım, herkes burdadır. Çünkü gerçekten iyi hissediyorum bu sene kendimi. Her ne kadar yaşlanmış olsakta bir kat. Evet, yeni yıl deyince benim yeni yaşım tartışılmaz oluyor. Hatta şuan 21'in son dakikalarını yaşıyorum desem tam cuk oturur yani. Ne yapim? Sevmem aslında doğum günlerini falan. Ama herkes gibi özel bir gün olarak benimde içimde ukte kalmasın diye kutlayanlar ve kutlamayanları ayırıyorum. Elimde değil ki? Kim seviyor beni kim sevmiyor anlıyorum şıp diye. Aslında facebook da olmasa kimse kimseyi hatırlayacak değil ya, işte bizimkisi de laf. Böyle de dememek lazım. Orda üst kısımda bangır bangır falan kişinin bugün doğum günü yazsa da, üşenipte o duvara giripte kutlamayan tip çok. Yani neymiş, facebook bile kurtaramıyormuş kimseyi. Neyse. Konu sapmadan duramıyor zaten.
Burası benim günlüğüm gibi oldu. Hatta gibisini at, kendimi ancak blogger'mde ifade edebiliyorum. Bazen arabesk, bazen durgun bir deniz, bazen çılgın romantik.. Sizde elbet farkediyorsunuzdur. Ama şimdi tercüman olmuyor da değilim her kesime. Milliyet Blog da daha ağır, burada daha gençlere hitap ediyorum. Bununda konumuzla alakası yoktu ama işte dipnot olarak geçeyim dedim.
Ne diyorduk? Yeni yıl yeni yaş diyorduk. Sorma dayı. Bu aralar hele ki 22 sayısı bana çok gelmeye başladı. Nedendir bilemiyorum. Hep böyle sene başlarında bir tedirgin bir tedirgin fenalardayım yani. Millet diyor ki daha yaşın kaç, yeni yıla nasıl giriyorsun hale bak tipe bak diye sövmeye hazırlar sanki. Biriniz de sormuyorsunuz ki neden böylesin sevgili rojdda? Abi yaşlanıyoruz işte. Tedirgin oluyorum ister istemez. Moruklaştım sanki. Yaş 22 de gel sor bakim yaşının güzelliğini yaşayabiliyor musun diye. Yaşatmıyor ki şu insan milleti. Her dakika tedirgin olursun tabi. Bu sene hangi kazıkları yiyeceğiz sırtımıza diye. Açıkcası sevmiyorum şu yaş muhabbetini. Ama çok kompleks yaptığımda belli olmuyor değil.
Neyse sevgili dostlar sevgili okuyucular. İyice saçmaladığımın çok farkındayım ama tamamen içimden geleni yazdım. Umarım beğenirsiniz ve umarım 2012 ye girmişsinizdir. Görün bakın rojdda dedi dersiniz. Bu yıl altın yılı olacak. Bu arada, iyiki doğdum yahu. Bir kişi de demedi şu yazıyı okurken. Pes valla size !
Hayddiii selametle
rojdda